[ Kurdî   English   Francais                                 PROLETER DEVRÝMCÝLER KOORDÝNASYONU (PDK)  20-01-2025 ]
{ komunistdunya.org }
   Açýlýþ_sayfanýz_yapýn  Sýk_Kýllanýlanlara_Ekle

 Site Menü
   Ana Sayfa
   Devrimci Bülten
   Yazýlar / Broþürler
   Açýklamalar
   Komünist Hareketten
   Ýlerici / Devrimci       Basýndan
   Kitap - Broþür PDF
   Sanat
   Görüþler

 Arþiv - Ara
   Arþiv
   Sitede Ara

 Ýletiþim
   Baðlantýlar
   Önerileriniz

_ _
{ }


_ _
{ Son Yazýlar }
Devrimci ve Demokrat...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Say...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
EMPERYALÝZM VE TÜRKÝ...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrýmcý Bülten Sayý...
Devrýmcý Bülten Sayý...
Devrýmcý Bülten Sayý...
Devrýmcý Bülten Sayý...
Devrýmcý Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
Devrimci Bülten Sayý...
_ _
{  POLÝTÝKA VE SANAT (K. Erdem) }
| SanatI-Giriþ

Politika gibi sanatýn da kökeni çok eskilere dayanýr ve hatta politikadan da daha eskidir denebilir. Çünkü politika sýnýflý bir toplumun ürünü olmasýna karþýn, sanat, çok ilkel de olsa, toplum sýnýflara bölünmeden önce de vardý.

Politika ve sanat genel toplumsal bilincin iki farklý derecede ve bundan dolayý da iki farklý biçimde tezahürünü oluþtururlar. Her ikisinin genel toplumsal iþleyiþte farklý fonksiyonlarý olmasýna karþýn, birbirlerini karþýlýklý besleyen ve bir bütünün farklý parçalarý olmalarýndan dolayý, bütün aracýlýðýyla da birbirlerine þu ya da bu þekilde baðlanan ve tamamlayan bir durumlarý da söz konusudur.

Politika ve sanatýn nesnesi biçimsel olarak aynýdýr yani Kendinde-Varlýk konumundaki toplumdur. Ancak bu Kendinde-Varlýk konumundaki toplumun bilincinin farklý derecelerini hedef almalarýndan dolayý da farklý araç ve amaçlara sahip olurlar. Bundan dolayý politika ancak Örgüt biçiminde varolabilirken, sanat da Estetik biçiminde varolabilmektedir.

Nasýl çeþitli politika biçimleri varsa (emperyalist, küçük-burjuva, liberal, komünist vs.) ayný þekilde çeþitli sanat biçimleri vardýr. Bunun nedeni hiç kuþkusuz varolan üretim tarzý ve bunun tarihsel sonuçlarýdýr. Nasýl doðru bir politik çizgi oluþturabilmek için mevcut üretim tarzýnýn analizinden baþlýyorsak, ayný þekilde de doðru bir sanat anlayýþýna sahip olabilmek için de varolan üretim tarzýnýn sonuçlarýndan hareket ederek, bunun sanat biçimi içerisindeki görünümlerini incelemek gerekir. Materyalist sanat anlayýþý bunu gerektirir.

II-Politik Bilinç ve Sanatsal Bilinç

Nasýl genel olarak bilincin nesnesi madde ise, toplumsal bilincin nesnesi de kendinde-varlýk konumundaki toplumdur. Ama bu toplum da herhangi bir toplum deðil, tarihsel olarak belirli bir üretim tarzý içerisine hapsolmuþ bir toplumdur.

Toplumun üretim ve bölüþüm yapýsýndan kaynaklanan toplumsal bilincin çeþitli dereceleri, politik ve sanatsal öznelerin (politika ve sanatçý) çeþitli biçimlerinin oluþmasýna yol açar. Yani politikacýnýn ve sanatçýnýn kendisi, toplumun genel yapýsal süreçleri içerisinde bir sonuç olarak ortaya çýkarlar. Toplumun “kendinde yapýsý” içerisindeki bütün çeliþkiler (ki onlardan baðýmsýz olarak oluþmuþlardýr), onlarýn yaratýmýnýn “hammaddesini” oluþtururlar.

Politika, muhalefette olsun, iktidarda olsun, kitlelerin bilinçlerini iktidar olgusu etrafýnda þekillendirmeye ayný zamanda da ayrýþtýrmaya çalýþýr. Politika muhalefetteyken, kitlelerin bilinçlerini, iktidarý ele geçirmek için egemen politik yapýdan ayýrmaya çalýþýr. Ýktidarda ise, kitleleri, iktidarýn etrafýnda tutmak ve iktidarýný güçlendirmek için, muhalefetteki düþmanlarýndan ayýrmaya çalýþýr.

Sanat ise, kitlelerin duygu ve düþüncelerini , estetik biçim aracýlýðýyla, belirli kavramsal formlar doðrultusunda uyarýcý bir þekilde ayýrmaya çalýþýr. Aristoteles sanatýn bu iþlevine Katharsis (Arýnma) adýný vermiþtir. (1)

Hiç kuþkusuz politik bilinç sanatsal bilinçten daha yüksektir. Politik bilinç, sanatsal bilincin uyarýcýlýðý ile beslenir (tersi de doðrudur) ama sanata kendi genel eðilimi doðrultusunda yeterli bir alan açtýðý ya da açabildiði zaman da onun aracýlýðý ile toplumsal egemenlik doðrultusunda adeta yelken açar.

Proletaryanýn Kendinde-Varlýk konumundaki duygularý içerisinde, belirsiz ve netlikten uzak olarak kendisinin tarihsel yeri ile ilgili olan düþünceleri daðýnýk ve sezgi düzeyinde bulunur. Ama bunlar ancak Kendisi-Ýçin-Varlýk konumunun düzeyindeki araçlar yani politika, örgüt ve ideoloji aracýlýðýyla toparlanarak daha yüksek bir komünist nitelik düzeyinde biçimlenebilirler. Proletaryanýn duygu ve düþüncelerinin ideoloji, politika ve örgüt aracýlýðýyla bir tek komünist nitelik içerisinde toplanmasý ve birleþtirilmesi, onun tarihsel kiþiliðinin geliþmesi için kaçýnýlmazdýr. Bu ayrýþtýrma ilerledikçe, iþçilerin içselliðinin (duygu, düþünce, ruhsal, kiþilik, karakter vs.) bütün cephelerinde burjuva etkiler de zayýflamaya ve komünist maddi yapýnýn geliþmesine paralel olarak da yok olmaya baþlar. Bu içselliðin arýnmasýnda ve iç birliðinin daha saðlam ve yüksek bir biçimde kurulmasýnda çeþitli sosyal araçlarýn (ideoloji, politika, sanat, spor vs.) ayný komünist nitelik düzeyine getirilmesi zorunludur. Ýnsan bilincinin deðiþik düzeylerini yansýtan araçlarýn birbirlerini destekleyici olarak kullanýlmasý ya da örgütlenmesi zorunludur. Onun için, iþçi sýnýfýnýn burjuvaziden politik düzeydeki bir ayrýþmasý, sanatta estetik aracýlýðýyla yani sanatýn somut eyleminin sonucu olan bir Katharsis ile desteklenmelidir.

Sanatçý toplumun kendinde yapýsý içerisinde, daðýnýk, tesadüf, estetikten yoksun olan duygu ve düþünceleri, estetik olarak düzenler, ayarlar ve somut bir yaratým çerçevesinde tekrar alýcýlarýna aktarýr. Ama bu aktarým ayný zamanda, alýcýlarýn yani yapýtýn etkilediði kitlenin ruhsal yapýsýnda bir ayrýþmaya, bir esine ve uyarýma neden olur. Bu ayrýþma, esin ya da uyarým, sürekli olarak belirli bir ideoloji ve politik biçimin genel eðilimi üzerinde bulunur.

Sanat alaný ile politika alaný arasýndaki karþýlýklý etkiye ilginç bir örnek vermek gerekirse, Çerniþevski ile Lenin’in “Ne Yapmalý?” adlý eserlerini verebiliriz. (2) Biri roman diðeri ise teorik bir kitap olan bu eserler, adlarýnýn ayný olmalarýna karþýn, deðiþik biçimler içerisinde ayný sorunu, deðiþik düzlemlerde iþliyorlardý: Devrimci Örgüt ve Profesyonel Devrimcilik.

Az yukarýda materyalist tarih anlayýþý çerçevesinde, politikanýn ve sanatýn belirli bir üretim tarzý içerisine hapsolduðunu belirttik. Bu noktada önemli bir sorun belirmektedir. Komünizmde sanat nasýl bir dönüþüme uðrayacaktýr? Günümüzdeki sanat anlayýþýndan farký neler olacaktýr?

Komünizmde sanatýn nasýl bir dönüþüme uðrayacaðýnýn anlaþýlmasý ancak komünist üretim tarzýnýn anlaþýlmasýyla olanaklýdýr. Çünkü üretim tarzýnýn yapýsý ayný zamanda bize Kendinde-Varlýk konumundaki toplumun yapýsýný da vermektedir. Madem ki sanatýn nesnesi toplumun nesnel yapýsýdýr, o zaman bu nesnel yapýnýn kendisi de ancak varolacak egemen üretim tarzýnýn analizi sayesinde mümkün olacaktýr.

Daha önceleri de bir çok defa belirttiðimiz gibi komünist üretim bilimsel temelde yapýlan bir üretimdir. (3) Yani komünist emekçi bir bilim insanýdýr. Yüksek derecede bir eðitim almýþ, entellektüel olarak iyi yetiþmiþ, üretim sürecinde görevi, üretim sürecinin otomasyon karakterinden dolayý, emek aletini sadece denetim ve gözetim altýnda tutan bir emekçidir. Ýster istemez komünizmde sanat bu bilim insanýnýn duygu ve düþüncelerini kendisine temel almak zorunda kalacaktýr. Hiç kuþkusuz bu komünist insanýn eðilimleri, özlemleri, heyecanlarý, duygularý ve düþünceleri günümüz insanýndan çok farklý olacaktýr; ve komünist sanat bu bilim insanýnýn duygu ve düþüncelerine göre bir biçim kazanacaktýr, ki kafa ve kol emeði arasýndaki çeliþkinin kaybolmasýna paralel olarak sanat ile bilim birleþerek Entellektüel Sanatýn oluþmasýna yol açacaktýr. Komünizmin sanatý Entellektüel Sanat olacaktýr. Bu sanatýn içeriðine ve biçimine ise tamamen bilim egemen olacaktýr.

III-Politika ve Sanatta Özbilinç

Politikacý ve sanatçý, deðiþik toplumsal bilinç biçimleri içerisinde aslýnda ayný mantýk düzleminde yer alýrlar. Ama araçlarýndaki ve amaçlarýndaki farklýlýk onlarýn toplumsal iþlevlerini farklý kýlar.

Bir sýnýfýn kendinden-varlýk konumundan kendisi-için-varlýk konumuna yükselmesi kaçýnýlmaz olarak Özbilinç sorununu ortaya çýkarýr. Bir sýnýfýn özbilincinin geliþmesi, bu özbilincin öðelerinin varlýðýný ve bunlar arasýnda doðru iliþkilerin kurulmasýný gerektirir.

Nasýl politika ve sanat genel toplumsal bilincin çeþitli derecelerinin tezahürünü oluþtururlarsa, politikacý ve sanatçý da özbilincin taþýyýcýsýnýn çeþitli derecelerini ve biçimlerini oluþtururlar.

Özbilinç, bilincin kendi maddi temeline tekrar geri dönmesidir ancak pasif ve edilgen olarak deðil, eylem içerisinde, iradede yekvücut bulmuþ bir þekilde, belirli bir ereðe sahip olarak aktif bir þekilde geri dönmesidir.

Sýnýflý toplumlarda, bir sýnýfýn özbilincinin uyarýlmasý, iþbölümünden dolayý profesyonel sanatçý ve politikacýlarý (elbette ki hepsi profesyonel deðildir) gerekli kýlar. Zaten sýnýflý toplumun kendisi, politikayý ve sanatý ayrý bir iþkolu olarak profesyonelleþtirir. (4)

Belirli bir sýnýfýn özbilincinin uyarýlmasý ve geliþtirilmesi, özbilincin öznelerinin (politikacý ve sanatçý) faaliyeti aracýlýðý ile olur. Bunu gerçekleþtirmeye çalýþan özne, iki þeyi birleþtirmek zorundadýr:
a-Alýcýlarýn (kitlelerin) içselliði ile;
b-kendi sýnýfýnýn dünya görüþünün temel ilkelerini, bir fikir aracýlýðý ile somut bir eser içerisinde birleþtirilmesini. (5)
Belirli bir üretim iliþkileri içerisinde yer alan sýnýflar tek toplumun maddi ve manevi ihtiyaçlarýný üretmekle kalmazlar, ama bu üretim aracýlýðýyla ya da toplumsal üretim ve bölüþüm iliþkilerindeki yerlerine göre de iç-dünyalarýný ya da içselliklerini de tekrar tekrar üretirler. Ýþte özbilincin özneleri, toplumun kendinden yapýsý içerisinde bu içselliði kendine temel olarak alýr ve bu içselliði özbilinç düzeyinde, bu sonuncusunun özel formlarý aracýlýðýyla tekrar üretirler. Kendisi-için-varlýk konumu düzeyindeki içsellik, kendisine ait özel formlara sahip olur. Ama bu durumdaki içsellik, bir fikir aracýlýðýyla ve somut bir eser içerisinde geliþiminin doruðuna ulaþýr. Kendisi-için-yapýsý içerisindeki içselliðin, bir fikir aracýlýðýyla ve somut bir eser içerisinde dolayýmlanmasý olmaksýzýn belirginleþmesi ve böylece de duygu ve düþüncelerde bir ayrýþmaya yol açmasý olanaksýzdýr.

Sanatçýnýn eseri, kendi içerisinde ayrýþtýrýldýðý zaman iki þeyi yansýtýr:
a-Nesnel toplumsal gerçekliðin sanatçýnýn bilincine yansýmasýný;
b-Sanatçýnýn bilincine yansýyanýn, sanatçýnýn özgün bir fikri aracýlýðýyla, somut bir eserin estetik biçimi içerisinde kitlelere yansýtýlmasý.
Yani sanatçýnýn eseri, yansýmanýn (nesnel dünyanýn sanatçýnýn bilincine yansýmasý), bir fikir ile estetik biçim içerisinde tekrar biçimlenerek kitlelere yansýmasýndan oluþur. Sanatçý birinci süreçte pasif bir alýcý gibi görünür, ikincisinde eylem içerisinde yansýtýcý gibi görünür. Bu aslýnda yadsýmanýn yadsýnmasýdýr.

Sanat için geçerli olan bu durum politika için de geçerlidir. Zaten sanatta özbilincin bu düzeyine eser, politikada ise taktik tekabül eder.

Bu noktada yansýyan ile yansýtýlan arasýndaki iliþkiye de kýsaca deðinmekte fayda vardýr.

Yansýyan ile yansýtýlan, maddenin doðasý gereði hiçbir zaman tam özdeþ olamaz:
“... özgün ile yansýnýn karþýlaþtýrýlmasý, bunlar arasýnda varolan, ortadan kaldýrýlmasý olanaksýz ikilik, her türlü yansýtma kuramýnýn felsefi temelini oluþturmaktadýr. ”(G. Lucaks, a. g. e. s. 98)
Yansýyan (Bilinç) ile yansýtýlan (madde) arasýnda sürekli varolan ve tam örtüþmeyen fark, kaçýnýlmaz olarak yansýma sürecinde bozum sorununu ortaya çýkarýr. Aslýnda her yansýtma ayný zamanda gerçekliðin bir bozumudur da.

Engels, madde ile bilinç arasýndaki farký C. Schmidt’e yazdýðý bir mektupta ilginç bir þekilde þöyle belirtmiþtir:
“Hegel’in terminolojisini yeniden ele almak gerekirse, düþüncenin ve varlýðýn özdeþliði, her yerde sizin daire ve çokgen özdeþliði önermeniz ile çakýþýr. Ya da bir þeyin kavramý ile onun gerçekliði, hiç buluþmaksýzýn durmadan birbirine yaklaþan iki kavuþmaz gibi koþutturlar. (abç) Onlarý ayýran farklýlýk tam tamýna þudur:Kavram birden, dolaysýz gerçeklik deðildir, gerçeklik de dolaysýz olarak kendi kavramý deðildir. ” (F. Engels, Marx-Engels Seçme Mektuplar, s. 257-258, Evrensel Basým Yayýn)
Engels bu mektubunda, madde ile düþüncenin tam çakýþmadýðýný ama birbirlerine de sürekli yaklaþan bir eðilime sahip olduklarýný belirtmektedir. Karþýt kutuplar her ne kadar birbiri içerisine geçerlerse de biri diðeri içerisinde tamamen erimez. Aksi taktirde çeliþkinin kendisi (bununla birlikte de hareket) ortadan kalkmýþ olurdu. Zaten kutuplarýn (madde ve düþüncenin) birbiri içerisinde tamamen erimesi söz konusu olsa ya da herhangi bir görüþ bunu ileri sürmüþ olsa o zaman bu materyalist bir görüþ deðil idealist bir görüþ olur.

Onun için madde ile düþünce her ne kadar özdeþlerse de o kadar da ayrýdýrlar.


(1) «Katharsis’in sanat ve estetik açýsýndan önem taþýyan anlamý ise Aristoteles’te belirginleþir. Aristoteles’e göre katharsis, duygularýn sanat yoluyla arýndýrýlmasýdýr. Sanat aracýlýðýyla insanýn duygularý uyarýlarak, ruhun arýlýðýna varýlacaktýr. Özellikle tragedia, acýma ve korku duygularýný uyandýrarak insaný etkiler ve böylece arýnmayý gerçekleþtirir.» (Georg LUKACS’ýn ESTETÝK-III kitabýnýn «Kavramlar Dizini» bölümü,s.204,Payel Yayýnlarý)
(2) Bu makale aslýnda uzun bir makalenin ilk bölümüdür.Ýkinci bölüm ise somut örnekler içerisinde politika ile sanat arasýndaki iliþkileri ele almaktadýr. Makalenin bu bölümü Devrimci Bülten’in gelecek sayýlarýnda yayýnlanacaðý için þimdilik burada sadece politika ile sanat arasýndaki karþýlýklý etkileþime deðinerek geçiyorum.
(3) Bunun için Devrimci Bülten’in çeþitli sayýlarýna bakýlabilir.
(4) Komünist toplumda politika ortadan kalkacak sanat ise profesyonel karakterini kaybedecektir. Böylece emek alaný ile sanat alaný iç içe geçmiþ olacaktýr. Yani komünist emekçinin,toplumsal yükümlülüðü olan çalýþmanýn dýþýnda sanat ile uðraþmak için de bol bol zamaný olacaktýr. Sanattaki profesyonelleþmenin ortadan kaldýrýlmasý niteliðin kaybýna yolaçmadan ancak komünizmin yüksek üretkenlik düzeyinde mümkün olacaktýr.
(5) Bakýnýz Georg Lucaks,s.126,a.g.e.


|
_ _