![{](themes/crookedred/images/capl.gif) |
Hizbullah Örgütü ve Nasrallah |
![}](themes/crookedred/images/capr.gif) |
![|](themes/crookedred/images/l.gif) |
Hizbullah (Allah'ýn Partisi) bir sözcük olarak ilk kez Ýran topraklarýnda Þah rejimine karþý savaþan mollalardan biri olan Muhammed Gaffari tarafýndan kullanýldý. Çok partili rejime þiddetle karþý olan Gaffari'nin hapiste yazdýðý yazýlarýnda geçti bu sözcük:"Tek parti vardýr; o da Allah'ýn partisidir (Hizbullah)". Gaffari'nin tanýmladýðý Hizbullah, örgütlü, somut bir partiden ziyade bir çeþit gönül birliði, Ýslami rejimi getirmek isteyenlerin hareketi idi. Hareket hedefini Lübnan'daki çok uluslu yönetim biçimini, Ýran tarzý bir Ýslami devlete çevirmek olarak belirledi. Bu anlamýyla Ýran’da 1979'da kurulan Humeyni rejimine Hizbullah fikrinin Gaffari'nin çizdiði biçimiyle katkýda bulunduðu söylenebilir. Zira Hizbullah'ýn Ýran’da somut bir örgütlenme biçiminde ortaya çýkýþý ancak Humeyni döneminde gerçekleþmiþtir. Ortaya çýktýðý andan itibaren de Humeyni'yi en büyük otorite olarak tanýmýþ, temel politik kararlarýn, Ýran’daki rejime danýþarak almýþtýr. Hizbullah'ýn örgütsel olarak doðduðu topraklar asýl olarak Lübnan'dýr. 1920'de Fransýz mandasý altýnda kurulan bu ülkede siyasi güç Hýristiyan Marunî azýnlýðýn elinde idi. 1946'da Fransýzlar ülkeyi terk ettikten sonra da siyasal güç bu grubun elinde kaldý. Bu durumun ülkedeki Hýristiyanlara saðladýðý ayrýcalýklardan duyduklar, rahatsýzlýk ülkedeki Þiilerin örgütlenmelerine yol açtý. Bunun ilk somut adýmlar, 1974'te imam Musa Sadr tarafýndan kurulan Emel örgütü ile atýldý. Kuruluþundan itibaren çok kýsa bir süre düzenin çizdiði politik araçlar, kullanan bir mücadele hattýný izleyen Emel örgütü 1975 Lübnan iç Savaþý ile silahlý mücadeleye yöneldi. Bu süreçte Þiilerin Emel örgütü önderliðinde sürdürdükleri mücadele Hizbullah'ýn da temelini oluþturdu. 1982'de Ýsrail’in Galile Harekâtý adýný verdiði bir harekâtla, Filistin kamplarýný gerekçe göstererek Lübnan'ý iþgal etmesi üzerine Humeyni gizlice 3000 eðitimli muhafýzýný Lübnan'a gönderdi. Bu 3000 muhafýz, Lübnan'da bugünkü Hizbullah'ýn örgütlenmesini baþlattýlar. Aðýrlýklý olarak Güney Lübnan'da Baalbek ve Bekaa Bölgesi'nde örgütlendiler. Bekaa Bölgesi, bugün Hizbullah'ýn genel sekreteri olan Hasan Nasrallah'ýn Emel örgütü'nde sorumluluk aldýðý bölge idi. Bu yýllar ayný zamanda Emel örgütü'nde parçalanmalarýn yaþandýðý bir dönemdi. Ayný süreçte Nasrallah ve yanýndaki 500 kiþi Emel'den ayrýlarak Hizbullah'a katýldýlar. O zamandan beri de Lübnan'daki Þiileri temsil eden iki örgütten biri Hizbullah diðeri Emel oldu. Hizbullah'ýn kuruluþundan tam 10yý! Sonra da Nasrallah Hizbullah'ýn genel sekreteri oldu. Nasrallah, baþlarda Ýsrail’in varlýðýný haksýz ve yasadýþý olduðunu ifade ederek örgütün amacýný «Siyonist varlýðýn ortadan kaldýrýlmasý» olarak belirlerken, daha sonra Ýsrail’in üzerinde anlaþmazlýk bulunan topraklar dýþýnda varlýðýný sürdürebileceðini ifade etti. 1999'da yaptýðý bir açýklamada örgütün hedefini üç temel maddeyle sýnýrlý olduðunu belirtti: 1. Ýsrail’in Güney Lübnan'dan çekilmesi 2. Golan tepelerini boþaltmasý 3. Filistinli mültecilerin geri dönebilmesi... Ayrýca hareket Ýsrail cezaevlerinde kalan Filistinli mahkûmlarýn serbest býrakýlmasýn, da savunuyordu. Nasrallah zaman zaman anti-semitist beyanlarda da bulundu:"Eðer Yahudiler Ýsrail’de bir araya gelirse, bu bizi onlar, dünya çapýnda kovalama zahmetinden kurtarýr.' diyerek örgütün hedefinin Yahudilerin ortadan kaldýrýlmasý olduðunu açýkladý. Ancak Hizbullah zamanla bu görüþü yumuþatarak, Siyonizm ile Yahudiliði birbirinden ayýrt etmek gerektiði, Siyonizm karþýtlýðýnýn, Yahudilerin bir eve sahip olmamasýný savunmak olmadýðýn, ifade eden açýklamalarda bulundu. Bununla birlikte Hizbullah'ýn özellikle molla rejiminin iktidar, aldýðý ilk yýllarda Ýran’da bulunan devrimcilere yönelik imha politikalar, her ne kadar zaman zaman unutulsa da bilinmektedir. Benzer þekilde Hizbullah'ýn dini lideri kabul edilen Fadlallah'ýn 1966'ya kadar Irak'ta geçirdiði yýllar, milliyetçilere ve komünistlere karþý mücadele eden Ýslami hareketin içinde geçmiþtir. Hizbullah'ýn sosyalistlere yönelik tutumunu görmek için Ýran Kürdistan Demokrat Partisi'nin iki liderinin Hizbullah'ýn suikast eylemleri sonucu katledilmelerini hatýrlamak yeterlidir. Ýran devletinin rejim muhaliflerini ortadan kaldýrmak için taþeron olarak kullandýðý Hizbullah, 1988'deiKDP lideri Dr. Abdurrahman Kassemlu'yu Viyana'da; 1992'de ise Kassemlu'dan sonra partinin baþýna geçen Þerefkendi'yi ve beraberindeki partinin Almanya temsilcisi Hümayun Ardalan'ý, Avrupa temsilcisi Fattal Abduli'yi ve Nuri Dehkurdi'yi, Sosyalist Enternasyonalin kongresini izlemek üzere bulunduklar, Berlin'de Lübnanlý bir iþadamýna ait bir lokantada tarayarak katletti. 1971 yýlýndan 2000'e kadar Suriye devlet baþkaný olan Hafýz Esat’la Hizbullah’ýn yakýn iliþkileri oldu. Ama Hizbullah Suriye'den ziyade Ýran Ýslam Cumhuriyeti tarafýndan siyasi ve ekonomik olarak desteklendi. ABD merkezli kaynaklara göre Ýran her yýl Hizbullah'a 60 ile 100 milyon dolar araþ, mali destekte bulunuyor. Bu süreçte 3000 Hizbullah militaný gerilla savaþ, teknikleri, füze ve roket kullanýmý, deniz savaþý ve konvansiyonel silahlarda uzmanlaþmak üzere Ýran’da eðitim gördü, 50 pilot yetiþtirildi. Bu adeta bir devletin silahlý kuvvetleri haline gelmek üzere yetiþtirilen bir orduyu akla getirmektedir. Nitekim Ýsrail’in Lübnan'a saldýrýþý karþýsýnda Hizbullah'ýn sanki Lübnan'ýn resmi silahlý kuvvetleri imiþ gibi görünmesi de bu izlenimi pekiþtirmektedir. FKÖ'nün yerine Filistin yönetiminin baþýna geçen Hamas'ýn iktidar olduðu zaman nasýl bir deðiþime uðradýðý da Hizbullah'a biçilen rolün neye benzediðini canlandýrmak için iyi bir örnektir. Nitekim iþgal edilmiþ Filistin topraklarýndaki sivillerin de askerler kadar iþgalci ve istilacý olduðunu dolayýsýyla öldürülmelerinde beis görmediklerini açýklayan Hizbullah lideri Nasrallah, 2006 yýlýnda yapýlan bir röportajda Amerikan sivillerin masum olduðunu ve onlara zarar vermenin doðru olmadýðýn, ifade etmiþti. Hizbullah militanlarýnýn herhangi bir biçimde Irak'a girmesini ve ABD'ye karþý mücadele eden herhangi bir Iraklý direniþ örgütünü desteklemesini yasaklamýþtý. 3 Mart 2005'teBush ve yönetimi, Hizbullah'ýn silahsýzlandýrdýðý koþullarda meþru göreceðini açýklamýþ. BM Güvenlik Konseyi'nin 1559 sayýl, kararý da Lübnanlý ve Lübnanlý olmayan bütün milislerin silahsýzlandýrýlmasý ve daðýtýlmasý çaðrýsý yapmýþtýr. Bu bakýmdan Hizbullah'ýn Siyonist Ýsrail’e karþý savaþtýðý doðru olsa da Siyonist Ýsrail’in yýkýlmasý için savaþtýðý o kadar doðru deðildir. Hele Hizbullah'ýn ayný zamanda antiemperyalist olduðu hiç doðru deðildir. Kesin olan þudur ki, Hizbullah Filistin'in özgürleþmesine giden yolu açacak bir parti deðildir. Aksine ABD'nin BOP projesinde tövbekâr Ýslamcý akýmlara biçilen role uyum saðlamaya müsait olduðu çok daha doðrudur. (PROLETER DEVRÝMCÝ KÖZ, Aðustos 2006,Özel sayý 1)
|
![|](themes/crookedred/images/r.gif) |
|
|
|