![{](themes/crookedred/images/capl.gif) |
KOMÜNÝST HAREKETÝN CANALICI SORUNLARI -2- |
![}](themes/crookedred/images/capr.gif) |
![|](themes/crookedred/images/l.gif) |
II-Oportünizm Ve Partinin Ýnþaasý Türkiye Komünist Hareketi’nin, içinden geçmekte olduðumuz süreçte temel görevi ve hedefi Komünist Partisi’ni yaratmaktýr. Komünizm ile iþçi sýnýfý hareketinin ayrý ayrý yürüdüðü bir dönemden geçmekteyiz. Komünizm bu ayrýlýðý ortadan kaldýrarak bu ikisinin kaynaþmasýný ve birliðini gerçekleþtirmekle yükümlüdür. DPG ile komünizmin bu görevi (bu görev çeþitli oportünist akýmlar tarafýndan, TKÝP, TÝKB, MLKP vs. gibi, sözde çözülmüþtür) üzerinde hem fikiriz. Yine hem fikir olduðumuz bir baþka durum da, komünizmin ilk önce iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný ya da katmanýný kazanmasý gerektiðidir. Ama sorun iþte tam da bu noktada baþlamaktadýr. Baktýðýmýz yer ya da yön aynýdýr. Ancak tek nereye baktýðýmýz deðil, nereden baktýðýmýz da önemlidir. DPG’nin iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünizm ile tam baðýný koparmadýðý ya da hala daha onun zemini üzerinde olduðunu gösteren en önemli nokta örgüt alanýndaki teori ve pratiðidir. Zaten örgüt sorunlarýndaki oportünizm, oportünizmin bütün eðilimlerini birleþtiren temel bir özelliðe sahiptir. Oportünizmin özellikle de örgüt noktasýnda yekpare bir bütünlük gösterdiðini bundan neredeyse yüzyýl önce Lenin belirtmiþtir. Lenin, revizyonist oportünizmin çeþitli eðilimlerinin nasýl örgüt sorununda aðýz birliði etmiþçesine hem fikir olduðunu Kautsky’den þu sözleri aktararak belirtir: “Evet, denebilir ki, bütün ülkelerin revizyonizmi, bütün çeþitliliðine ve alacalýðýna raðmen, hiçbir sorunda, örgütlenme sorununda olduðu kadar birlik içinde deðildir. ” (Kautsky, aktaran Lenin, Bir Adým Ýleri Ýki Adým Geri, Seçme Eserler, cilt-II, s. 449) Gerçektende günümüzde partinin inþaasý noktasýnda, oportünizmin bütün katmanlarý (küçük-orta-büyük ya da sol-orta-sað) aralarýnda çeþitli derece farklýlýklarýna raðmen, özünde ayný ilkesel eðilimleri paylaþmaktadýrlar. Komünist bilinç belirli bir tarihsel disiplin içerisinde geliþir. (1*) Komünizm, iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný, profesyonel devrimciler olarak kendi safýna kazanýr. Komünizm ile iþçi sýnýfýnýn bu ileri katmanýnýn nasýl kaynaþacaðý ve bir profesyonel devrimciler örgütü yaratýlacaðý sorunu, komünizm ile oportünizm arasýndaki temel sorunlardan birisidir. Biz PDK olarak, illegal bir partinin temelinin ancak kollektif-prapagandacý, kollektif-ajitatör ve kollektif-örgütleyici olan bir illegal siyasal gazete ile atýlabileceði temel prensibini savunuyoruz. Lenin’in “Ne Yapmalý? ”da geliþtirmiþ olduðu temel örgüt ilkelerinin evrensel bir geçerliliðe sahip olduðunu belirtiyoruz. Ancak görünüþte ve sözde DPG’de bu fikirdedir. Parti Yolunda þöyle yazýlmaktadýr: “Daðýnýk komünist hareketin, hangi temellerde, hangi yöntem ve araçlarla birleþtirileceði iþçi sýnýfýnýn tarihsel eylemine önderlik edecek örgütün niteliðinin ne olduðunu ve öncü sýnýf iliþkilerinin sistematik olarak açýklandýðý “Ne Yapmalý? ”, bu özelliði ile evrensel (abç) bir örgüt anlayýþýnýn da temellerini ortaya koymaktadýr. ” (Parti Yolunda, Güz 99, s. 88) “Ne Yapmalý? ”daki örgüt anlayýþýnýn evrensel bir karaktere sahip olduðu kabul edilmesine karþýn, buna pratikte riayet edildiðini söylemek pek mümkün deðildir. Komünizm iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný, legal bir siyasal gazete aracýlýðýyla hiçbir zaman komünizm saflarýna kazanamaz. Bu kesinlikle “solculuk” deðildir. Çünkü siyasal çalýþmanýn odaðýna (biz istesek de istemesek de bu zamanla buraya doðru bir eðilim göstermektedir) yerleþtirilen legal gazete, komünist örgüt yapýsýný da bu temelde dokuyacak ve böylece gevþek, laçka, özellikle de küçük-burjuva unsur ve eðilimlere ve de siyasi polise açýk bir örgüt tipi yaratacaktýr. Biz komünist partisinin omurgasýný yaratmak istiyoruz. Ve üstelik bu yaratmak istediðimiz omurganýn da sözde illegal ya da gizli olmasý gerekmektedir. Ama biz ne kadar inkar etsek de, bu yasadýþý ya da gizli omurganýn inþaasýný yasal bir araca yüklüyoruz. Tarihsel eðilimleri gereði bu iki eðilim birbirini dýþlar. DPG, genel olarak araç ile amaç arasýndaki iliþkiyi kavramýþtýr. Parti Yolunda þöyle yazýlmaktadýr: “... bir yandan hedefin tarifi, öte yandan buna ulaþmak için izlenmesi gereken yol ve yöntem, bu yol ve yöntemi izleyerek hedefe varmak için kullanýlmasý gereken araç sorunu, bir bütünün parçalarýný oluþturuyor.” (a.g.e. s.78) Araç/amaç iliþkilendirmesini doðru koymak yetmemektedir. Sorun bu iliþkinin özel bir tarihsel kesitte doðru olarak ele alýnmasý ve uygulanmasýdýr. Hemen “kitleselleþme” ve hemen “yýðýnlarý kucaklama” ve bundan dolayý kitlelerin geri düzeylerinin eðilimlerine (ister küçük-burjuva, ister liberal , isterse de terörizm biçiminde olsun) hapsolma ekonomizmin karakteristik özelliðidir. Lenin, tarihsel bir disiplin içerisinde, planlý ve programlý bir biçimde, komünist öncünün yönlendirmesi altýnda geliþmeyen tam tersine kitle tarafýndan yönlendirilen ekonomizm ile ilkellik arasýnda bir bað bulunduðunu þöyle belirtmektedir: “Bütün hareketi etkileyen büyüme hastalýðý olan bu ilkellik, Rus sosyal-demokrasisi içerisindeki akýmlardan biri olan ekonomizm arasýnda bir baðlantý kurulabilir mi? Biz kurulabileceði görüþündeyiz.” (Lenin, Ne Yapmalý? ) Ekonomizmin üç düzeyi vardýr: Ýdeolojik, siyasal ve örgütsel. Ýdeolojik düzeyde, Marksist teoriyi küçümseme ya da teoride yetersizlik olarak kendisini gösterir. Siyasal düzeyde, siyasal ajitasyonun kapsamýný daraltýr. Yani siyasal mücadeleyi çok yönlü ele almadan ziyade tek bir biçime mahkum eder. Örgütsel düzeyde de kendisini ilkellik olarak gösterir. Acil siyasi hedefin (faþist diktatörlüðün parçalanmasý) geri plana atýlýþý ve siyasi taleplerin yumuþatýlmasý, burjuva demokrasisinin ve liberalizmin eðilimlerine uydurulmasý, hiçte, illegal ve merkezi ve de ayný þekilde profesyonel devrimcilerden oluþan bir devrimci örgütü gerekli kýlmaz. Örgütsel görevlerin bu ihmal ediliþinin altýnda siyasal ajitasyonun kapsamýnýn daraltýlarak, burjuva-demokratik ve liberal reformlara indirgeme yatmaktadýr. Bu reformlar ise hiçbir þekilde merkezi bir profesyonel devrimciler örgütünü gerektirmez. Çünkü bu mücadele, legal zemin üzerindeki siyasi ve ekonomik örgütlerle de verilebilir. Zaten oportünizm kendisini bu eðilimlere uyarlamýþtýr. Oportünist-ekonomist hareketin siyasal ajitasyonu, burjuva-demokratik reformlara uyarlayarak kitlelerin geri siyasal düzeyine indirgemesi, kendiliðinden geliþen örgüt biçimlerine ve eylem anlayýþýna kölece boyun eðiþi de beraberinde getirmiþtir. Oportünizmin kendiliðindenci ve liberal örgüt anlayýþýndan kopmamasýnýn altýnda onun komünist siyasal ajitasyonun düzeyini düþürmesi yatmaktadýr. Örgütsel alandaki bu sapmanýn kaçýnýlmaz bir þekilde siyasal alana yansýmasý ise hareketin “plan-olarak-taktik”ten “süreç-olarak-taktik”e gerilemesidir. Bizdeki illegal ekonomist-kuyrukçu anlayýþ kýsaca þudur: Üç-beþ kiþilik bir çekirdekten, beþ-on kiþilik bir kadrodan ve bir kaç yüz sempatizandan oluþan bir örgüt hemen legal bir gazete çýkarmaya baþlar. Amaç hemen kitleselleþmektir. Bu gazeteye iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný örgütleme misyonu biçmek de sorunun ya da yanlýþýn özünü deðiþtirmez. Gazeteye yükledikleri rol kitleyi örgütlemektir. Gazete herþeyiyle devletin denetiminde ve gözetiminde geliþir ve örgüt aðlarý gevþek ve açýktan dokunur. Bu dokunan að sözde partinin temelidir. Hareket büyüdükçe devlet de ardarda darbeler indirir. En iyi unsurlarýný ya içeri alýr ya da öldürür. Yerlerine geçenler ise daha bir kaç güne kadar ya örgütün orta ve geri kadrolarýdýr ya da sempatizanlardýr. Ve bu “yeni kadrolar” çok kýsa bir zaman sonra, örgütün siyasetine yön veren kadrolar haline gelirler. Böylece genel olarak örgütsel çalýþmanýn kapsamý daralýr ve siyasal mücadelenin niteliði düþer. Bu durum kýsýr bir döngünün oluþmasýna neden olur. Bu çalýþma tarzý, örgütü yavaþ yavaþ siyasi polise açmakta ve saðlam kitlesel unsurlardan ziyade önce polis girmektedir. Kaçýnýlmaz olarak bu tür çalýþma tarzý örgütsel iliþkilerin açýða çýkmasýna neden olmakta ve örgütü darbelere açýk hale getirmektedir. Bu duruma örgütün kötü gidiþatý sonucunda fraksiyonel mücadelelerle güç kaybetmesi dahil deðildir. Gövdesi legalitede olan örgüt yani düþman ile cepheden savaþmayý seçen örgüt on binlerce ve üstelik teknik olarak çok iyi donanmýþ bir profesyonel düþman karþýsýna çýkmýþ üç-beþ aklýný yitirmiþ kiþiye benzemektedir. Aslýnda bu tür savaþmayý seçenler, savaþýn sonucunu önceden belirlemiþlerdir. Böylece hareketin dinamik güçlerinin sürekli ezilmesi, büyük iþçi kitlelerinin kendiliðinden eylemi ile devrimcilerin amatör siyasi eylemlerinin ayrý ayrý uçlarda hareket etmesine neden olmaktadýr. Tony Cliff, Lenin’in biyografisini ele aldýðý eserinde Lenin ile Martov arasýndaki örgütsel ayrýmý iyi görmüþ ve bu iki eðilimin farklýlýðýný þöyle belirtmiþtir: “Martov’a göre yeraltý örgütü tamamen yasadýþý faaliyette zorlanma anýnda kullanmak üzere yedekte tutulan iskelet bir aygýttýr. Öte yandan ise Lenin’e göre yasal faaliyetler yeraltýndaki partinin faaliyet alanýný geniþletme amacýný güden sadece göstermelik þeylerdir.” (T. Cliff, Lenin-Partinin Ýnþaasý cilt-I) Bugün TDH de T. Cliff’in yukarýda belirttiði gibi Menþevik bir tarzda örgütlenmektedir. Bu tür illegal çalýþma tarzý, iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýnýn, devrimci-komünist aydýnlara olan güveninin kaybolmasýnýn baþlýca nedenidir. Eðer devrimciler az çok istikrarlý bir örgüt yaratabilirlerse, yýðýnca iþçi önderinin (var ama bizim ortalýkta göremediðimiz) bizim saflarýmýza doðru akmaya baþlacaðý kesindir. Kýsaca toparlarsak, devrimci komünizm, üç-beþ adým ileri atmak için bir adým geri çekilmelidir. Örgütsel çalýþmayý bir legal gazete aracýlýðýyla legale hapsederek ve bunun eðilimlerine ve sonuçlarýna maruz kalmayý býrakmalýdýr. Partinin temelini illegal bir siyasal gazete aracýlýðýyla atmalý ve böylece siyasal mücadeleyi çok yönlü kucaklamasýný bilmelidir. Yerelliðin (yani ülkenin dar bir yerine sýkýþýlmasýnýn)aþýlmasý ve devrimci çalýþmanýn ulusal bir karakter almasý ancak ve ancak illegal örgüt aðýnýn geliþmesi ve bu temelde de merkezi bir örgüt aðýnýn yaratýlmasý temelinde olanaklýdýr. Çünkü zamansýz legal araçlar, devletin devrimci çalýþmanýn kontrolünü eline almasýna yaramaktadýr. Sorun iþçi sýnýfýnýn baðrýnda ve en yüksek komünist nitelik düzeyin-de, illegal bir örgüt aðýnýn ve bu temelde de komünist siyasetin nasýl yaratýlacaðý sorunudur. Merkezileþme ancak illegal örgüt aðýnýn geliþmesiyle olanaklýdýr. Merkezileþme zorunlu olarak uzmanlaþmayý ve bu sonuncusu da geliþmiþ bir iþbölümünü zorunlu kýlmaktadýr: Ajitasyon ve propagandanýn içeriðinin belirlenmesi, yayýnlarýn basýmý, komitelere ulaþtýrýlmasý ve daðýtýmý, yasadýþý gösterilerin örgütlenmesi, askeri ve mali olanaklarýn yaratýlmasý vs. hepsi bir tek sürecin iç içe geçmiþ bir çok özel süreçleri ya da parçalarýdýr. Bu iþleri yapan devrimciler ne kadar çok kendine özgü iþ ile yani iþin bir tek özel süreci ile ilgilenirse o kadar büyük bir enerji fazlasý açýða çýkar. Eðer bir devrimci bir tek genel sürecin bir çok parçalarýný yerine getiriyorsa o zaman verimlilik düþer. Yukarýdaki bir devrimci örgütü yaratmak ise birinci olarak, þu anda legal alanlardan (kurumsal çalýþma anlamýnda bunu söylüyoruz) çýkmakla; ikinci olarak da illegal bir siyasal gazetenin örgütlenmesiyle ancak olanaklýdýr. Elbetteki bütün bunlara doðru bir ideolojik-siyasal ve örgütsel çizgi de dahildir. Bunlar olmaksýzýn böyle bir taktiðin anlamý olmaz zaten. Elbette ki gün gelecek legal alanlara devrimci siyasetimizi götüreceðiz. Ama bu dönem partinin inþaa edildiði ve güçlü bir illegal örgütümüzün olduðu ve legal alanlardaki örgütsel çalýþmanýn kapsam ve geniþliði altýnda ezilemeyecek bir illegal yapýya ulaþtýðý zaman ancak olanaklý olabilir. Zayýf bir illegal yapý, devrimci pratiðin tarihi göstermiþtir ki legal tarafýndan emilmekte ve legalizmin zamanla ideolojik, siyasal ve örgütsel eðilimlerine hapsolmaya neden olmaktadýr. Legal alanlarýn illegal devrimci siyasete tabi olma süreci, komünist hareketin stratejik savunma aþamasýndan stratejik denge aþamasýna geçiþ süreci arasýnda olacaktýr. Bugün komünist hareket için söz konusu olan, Komünist Partisi’nin oluþturulmasý stratejisi doðrultusunda, genel olarak mücadelenin özel olarak da örgütsel-pratik faaliyetin sistem ve planýnýn nasýl ele alýnmasý gerektiði sorunudur. Ýster siyasal isterse de askeri stratejide olsun, stratejinin genel ve temel prensipleri aynýdýr ve bu prensiplere komünist öncünün uymasý zorunludur. Ünlü Alman General Carl Von Claustwitz stratejinin en büyük ilkesi hakkýnda þöyle yazar: “En iyi strateji her zaman çok kuvvetli olmaktýr: Önce genel olarak, sonra kaderi tayin edecek noktada. Ordularýn yaratýlmasýna iliþkin çabalarýn dýþýnda---ki her zaman komutanýn elinde olan bir þey deðildir---stratejinin en büyük ve basit yasasý kuvvetleri bir noktaya yýðmaktýr. Zorlayýcý bir neden bulunmadýkça, asýl ordunun en küçük parçasý bile ayrýlmamalýdýr. (abç) Güvenilir bir klavuz saydýðýmýz bu ilkeye sýmsýký sarýlýyoruz. ” (C. V. Clauswitz, Savaþ Üzerine, s. 231, Spartaküs Yayýnlarý) Bu ilke askeri alandan çok belki de siyaset için daha çok geçerlidir. TDH, güçlerini zaman ve mekan içerisinde önündeki stratejik aþama (Partinin inþaasý) için bir noktada yoðunlaþtýracaðý yerde, sürekli mevcut stratejinin dýþýna çýkarak güçlerini yanlýþ yerde yoðunlaþtýrmýþtýr / yoðunlaþtýrmaktadýr. TDH, stratejinin en büyük ilkesini yani bütün güçlerin ayný noktaya ve ayný zamanda yoðunlaþtýrmasý ilkesini defalarca ayaklar altýna almýþtýr. Örneðin, partinin oluþturulmasý aþamasýnda, bütün güçlerini iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný kazanacak ve böylece illegal örgüt aðýný dokuyacak araç ve yöntemleri kullanacaðý yerde ya da baþka bir þekilde ifade edersek eðer, çalýþmasýnýn aðýrlýk merkezini bu ileri katmaný kazanmak oluþturacaðý yerde (bu dönemde de iþçi sýnýfýnýn ortalama katmanlarý arasýnda ikincil bir biçimde kalmak suretiyle çalýþýlacaktýr ancak burada çalýþmanýn niteliði ve aðýrlýk merkezi tamamen birinciye sýký sýkýya tabi olacaktýr), o bir yandan iþçi sýnýfýnýn ileri kesimlerini örgütlemek isterken bir yandan da iþçi sýnýfýnýn ortalama katmanlarýna doðru ilerlemektedir. Ortada iki strateji ama tek bir pratik vardýr. Hiçbir zaman ayný deðerde, kapsam bakýmýndan birbiriyle çeliþen ya da birbirini iten iki stratejinin eþanlý uygulanmasý olanaksýz ve bizzat strateji ilkeleriyle tezatlýk oluþturur. Ýki stratejinin olduðu yerde aslýnda tek bir strateji vardýr ve birinin belirleyiciliði altýnda taktikler geliþtirilir. Türkiye iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünist eðilimler (TÝKB, TÝKP, MLKP, BP, DPG vs), teoride komünist hareketin iþçi sýnýfýnýn ileri kesimleriyle birleþmesini savunmalarýna karþýn, pratikte ise genel bir “kitleselleþme” eðilimi içerisine girerek bütün katmanlara ayný zamanda ve ayný biçimde yönelme hastalýðýna kapýlmýþlardýr. Mevcut stratejinin ortadan kalkmasý ve yerini baþka bir stratejiye býrakmasý, bu stratejinin baþarýsýný saðlayacak belirli bir niceliksel unsurun geliþmesiyle olanaklýdýr. Belirli bir niceliðin kazanýlmasý ya da geliþmesiyle strateji kendisini yadsýr. Komünist hareketin kullanacaðý araçlarýn karakteri ve iþlevi, hareketin içinden geçmekte olduðu tarihsel aþamanýn karakterine ve eðilimlerine baðlýdýr. Bu durum göz önüne alýnmadan, araçlarýn birbirleriyle uyumlu bir þekilde kullanýlmasý olanaklý deðildir. Türkiye komünist hareketinin þu an önünde duran temel görev, profesyonel devrimciler örgütünü illegal bir temelde kurmak ve mücadeleyi çok yönlü kucaklayabileceði bir mekanizmayý yaratmaktýr. Profesyonel devrimcilerden oluþan böyle bir illegal örgüt yaratmadan, mücadelenin çeþitli biçimlerini (yasadýþý ve yasal araçlarý) bir tek saldýrý mekanizmasý içerisinde birleþtiremeyiz. Bu illegal örgütü kurmak için ise, þu an illegal araç ve yöntemlere sarýlmaktan ve derinlemesine bu illegal iliþkileri ve aðlarý iþçi sýnýfýnýn içerisine taþýmaktan baþka çaremiz yoktur. Bunu anlamayan devrimciler iflah olmaz oportünistlerdir. Çoðu zaman ileri sürdüðümüz bu fikirlere, “Doðru söylüyorsunuz. Bizim de illegal bir yayýn organýmýz var ve bu iþlevi o görüyor.” gibi gerçekten çok gülünç ve pratikte hiçbir deðeri olmayan yaklaþýmlarla karþýlaþýyoruz. Örgüt sorunlarýndaki bu oportünizmi baþka bir alan ile paralellik kurarak inceleyelim. Örneðin biz komünistler, proletaryanýn belirli bir dönem için siyasal stratejisini ve bu temeldeki temel taktiklerini oluþtururken nasýl davranýyoruz? Biz ayný anda iki strateji tespiti yapabilir miyiz? Elbette ki hayýr. Bir siyasal stratejinin belirli bir olgunluk ya da az çok gerçekleþme durumundan sonra yani stratejinin öngördüðü güçler az çok kazanýldýktan sonradýr ki yeni bir strateji oluþturulur. Örgütsel alanda da bu durum aynýdýr. TDH partiyi kazanma aþamasýnýn gereklerini yerine getirmeden, bu aþamayý aþan güçlere doðru, yani iþçi sýnýfýnýn ortalama ve geri unsurlarýna doðru ilerlemektedir. Zaten ortada bir çok “Komünist Partisi”nin olmasý bunun en açýk göstergesi deðil midir? Þimdi de daha somut bir durumu, DPG/MAYA Gazetesi iliþkisini ele alalým ve bu durumu amaç/araç iliþkisi açýsýndan inceleyelim. Önce bu noktada bazý alýntýlar yapalým: “MAYA çýkarken, hedef kitlesini ‘örgütlü devrimci kadrolar ve daha genel düzeyde devrimci bir önderlik arayýþý içinde olan devrimci parti güçleri’ olarak tanýmlamýþtý.” (Devrimci Parti Güçleri nedir ne deðildir? , s. 4, Tohum Yay.) “DPG herhangi bir amaç için deðil, devrimci partinin yaratýlmasý ve yaþatýlmasý (abç) için bir araya gelen komünist devrimcilerin platformudur.” (a.g.e. s.38) “Kendilerini devrimci parti güçlerinin bir parçasý olarak gören komünistlerin yayýnladýðý ve hem bu güçlerin etkinliklerini yansýtmayý, hem de ihtiyaçlarýna yanýt vermeyi (Bu ihtiyacýn Parti olduðu yukarýda belirtiliyor---YN) hedefleyen MAYA gazetesi (abç) ve diðer yayýnlarý böyle bir iddia sahip olanlar tarafýndan çýkarýlmaktadýr.” (a.g.e. s.48) “MAYA’nýn hedeflenen devrimci partiye ulaþýlýncaya kadar, kendilerinden öte güçleri harekete geçirmek, bir araya getirmek ve bu partiyi yaratacak tek bir güç haline gelmelerini saðlamak için yayýnlandýðý doðrudur (abç), ama MAYA Devrimci Parti Güçleri’nin ortak ve tek yayýn organý deðildir; Devrimci Parti Güçleri için bir yayýn organýdýr.” (a.g.e. s.48) Þimdilik bu kadar alýntý, DPG/MAYA iliþkisi hakkýndaki temel görüþlerimizi açýmlamak için yeterlidir. Kýsacasý DPG, MAYA’yý, komünist hareket ile iþçi sýnýfýnýn ileri unsurlarýný kaynaþtýracak ve böylece komünist hareketi parti biçimine taþýyacak olan araçlardan (hem de en önemlisi) birisi olarak ele almakta ve onu böyle deðerlendirmektedir. Tarihsel bir paralellik kurarsak eðer, MAYA, 1900’ün baþlarýnda Lenin ve yoldaþlarýnýn çýkarmýþ olduklarý Iskra’nýn tarihsel rolünü oynayacaktýr. Anlayýþ olarak, bir siyasal gazete aracýlýðýyla komünizm ile iþçi sýnýfýnýn ileri unsurlarýný kaynaþtýrmak doðrudur. Hatta bundan baþka bir araç da yoktur. Ancak Leninist Parti teorisinde bu araç illegal ve gizli bir araçtýr. Lenin “Legal Marksizm” ve yerelliðin kuyruðuna takýlanlara karþý yasadýþý bir partinin temelini yasadýþý ve gizli bir siyasal gazete ile atmayý önermiþ ve bu yönde bir devrimci pratiðe komünist hareketi sokmuþtur. Bunun sonucunda profesyonel devrimcilerden oluþan bir parti ortaya çýkmýþtýr. Ama DPG, MAYA gazetesi ile sistemin sýnýrlarý içerisinde ve legal olarak dokuduðu örgüt aðlarýyla illegal bir parti yaratmak istiyor. Bugüne kadar ki (býrakýnýz dünya komünist hareketinin deneyimini) TDH’nin tarihi böyle bir yöntem ile devrimci bir partinin yaratýlamayacaðýný çok açýk bir þekilde göstermiþtir. Devrimci hareketin son otuz yýllýk tarihi bunun en açýk ispatýdýr. Türkiye Komünist Hareketi’nin en büyük hatasý ya da eksikliði, devrimci mücadelenin genel planýný çýkaramamasý ya da hangi devrimci aracýn hareketin hangi tarihsel döneminde hangi koþullarda devreye sokulacaðýný ve hangi aracýn hangi tarihsel sýnýrlara kadar uzanarak hangi araca görevini hangi biçimlerde devredeceðini bilince çýkaramamýþ olmasýdýr. Komünizmin siyasal gazetesinin görevi ayný zamanda kollektif bir örgütleyici de olmalýdýr. Tek ideolojik ve siyasal yönelimi göstermekle sýnýrlý deðil, ayný zamanda harekete gerekli olan unsurlarý da örgütlemek görevini de önüne koymalýdýr. Ama temelini illegal atmak isteyen bir hareket, legal bir aracý böyle kullanamaz. Ýçinden geçtiðimiz tarihsel süreçte, komünizmin temel görevlerinden birisi, oportünizm ile arasýndaki örgütsel ilkeleri açýða çýkarmak ve oportünizmin bu ilkeleri bulandýrma ve belirsizleþtirme eðilimlerine karþý kararlý mücadele etmektir. Komünizm önündeki örgütsel sorunlarý doðru ele almalý ve örgütsel pratiðin geliþimini, planlý ve programlý bir þekilde nasýl ele alacaðýný doðru deðerlendirmelidir. “Devrimci Parti Güçleri Nedir Ne Deðildir” broþüründe þöyle yazýlmaktadýr: “Ama varolan örgütsel sorunlar nedeniyle (abç) ayrý duruþlarýn anlaþýlabilir olanlarýn bu konumu; politik bakýmdan ayný zeminde durmaya engel deðildir: bu nitelikteki hiçbir örgütsel sorun, varolan politik platformun dýþýnda kalmayý haklý çýkarmaz. Hangi ayrýlýklarýn gerçekten ayrý durmayý gerektiren temelleri olduðunu hangilerinin böyle olmadýðýnýn ayýrdedilmesinin yolu ise, dar anlamda örgütsel vurgularý öne çýkarmak deðil; politik ayrým çizgilerini (abç) netleþtirmek ve politik birlik zeminini daraltmakla açýklanabilir.” (a.g.e. s.47) “Komünistlerin önlerinde duran örgütsel sorunlarýn çözümü (abç) varolan kalýplarda ve hazýr reçetelerde arayanlarýn durumu, magazin sayfalarýndaki öðütlere uyarak kanseri alt edebileceðini sanankilerden daha iyi deðildir.” (a.g.e. s.48) Yazar “örgütsel sorunlar” dan dolayý ya da ayrý örgütsel araç ve yöntemlere sahip olan ama buna karþýlýk ayný politik zeminde olan siyasi eðilimlerin ayrý durmasýnýn yanlýþlýðýna iþaret etmektedir. Yani ona göre örgütsel sorunlar ayrý durmayý gerektirmez. Halbuki her politik düzeyin bir örgütsel düzeyi vardýr. Her politik çizgi ancak kendi ilkelerine tekabül eden bir örgüt biçimini varsayar. Çünkü politika örgütsel bir güçtür. Bunun terside geçerlidir. Her örgütsel düzeyin bir politik ve ideolojik düzeyi vardýr. Lenin tam da “Ne Yapmalý? ” eserinde, oportünizm ile komünizm arasýndaki örgüt noktasýndaki genel ayrým çizgilerini ele alýp ve bunlarý açýklamýþtýr. Önce sorunu en genel düzeyde (ideolojik) ele almýþ ve bu noktada Komünist bilinç ile iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden bilinci arasýndaki ayrýmý açýklamýþ; ve ondan sonra sorunun politik düzeyde ortaya çýkýþ biçimini inceleyerek, Komünist siyaset ile Ekonomist-Sendikalist siyaset arasýndaki iliþkiyi incelemiþ; daha sonra da sorunun örgütsel düzeyine geçerek, Devrimciler Örgütü ile Ýþçiler Örgütü arasýndaki genel iliþkiyi inceleyerek kitabýný sonuçlandýrmýþtýr. Yine RSÝDP’in II. Kongresi’nde, tüzüðün birinci maddesi üzerindeki büyük tartýþma, Lenin’in örgütsel sorunlarda ne kadar titiz olduðunu göstermektedir. Tarih, Menþeviklerin örgütsel oportünizminin zamanla taktik oportünizme daha sonrada ideolojik oportünizme doðru kaydýðýný göstermiþtir. Yani oportünist örgütsel eðilim-ler, tarihsel sonuçlarýna kadar götürüldüðü zaman, zamanla hareketin bütün alanlarýný kapsayarak genel bir tasfiyeciliðe neden olmaktadýr. Kýsacasý örgüt sorunlarýndaki bu liberalizm hiçbir þekilde doðru deðil ve kabul edilemezdir. Yine örgütsel sorunlarýn hazýr reçetelerle çözülemeyeceðinin ileri sürülmesi de ekonomistlerin “süreç-olarak-taktik” anlayýþýný çaðrýþtýrmaktadýr. Elbette ki, mücadelenin seyri içerisinde bazý örgüt biçimleri açýða çýkar ve komünizm bunlarý mücadelenin genel seyri içerisinde doðru yerlerine yerleþtirir. Ama komünistlerin ilkeleri yine de sürekli olarak planlý hareket etmek olmalýdýr. Taktik anlayýþlarý da “plan-olarak-taktik” olmalýdýr. Yani öncü, mücadelenin genel akýþý içerisinde, çeþitli örgüt biçimlerinin kendiliðinden açýða çýkmasýný beklemeden, hangi örgüt biçim ve taktiklerin iþçi sýnýfýnýn siyasal bilincine olumlu yönde katký yapabileceðini kestirmelidir. Bu noktada DPG’li yoldaþlarýmýz oportünizmin örgüt alanýndaki eðilimlerine hapsolmuþlardýr. DPG, MAYA sayfalarýnda çok açýk bir þekilde görüldüðü gibi oportünizmin ana unsurlarýna (TÝKB, TÝKP, MKLP vs.) çok haklý olarak ideolojik bir saldýrý baþlatmýþtýr. Bu siyasi eðilimler (bunlara baþka örgütler de dahil edilebilir) gerçekten de iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünist kanadýn eðilimlerine aittir. Oportünizmin bu merkezlerine olan bu ideolojik saldýrý daha da derinleþtirilmeli, içerik ve biçim açýsýndan daha da geliþtirilmelidir. Ama bu mücadele asla oportünizmin örgütsel eðilimleri üzerinde kalýnarak yapýlamaz. Onlarla ayný oportünist eðilimler paylaþýlarak, kapsamlý bir ideolojik saldýrý gerçekleþtirilemez. Partinin inþaasý noktasýndaki bu ilkesel ayrýlýklar, kanýmýzca komünizm ile oportünizm arasýndaki temel ayrýlýk noktalarýndan birini teþkil etmektedir. (2*) Devamý...
(1*) Bu nokta ile ilgili daha fazla bilgi için bakýnýz Devrimci Bülten sayý 22’deki “Örgütsel Geliþimin Tarihsel Aþamalarý” adlý makaleye. (2*) Bu noktanýn daha iyi anlaþýlmasý için A.H.YALAZ’ýn Devrimci Bülten’in 26. Sayýsýnda yayýnlanan “Yayýn Organý-Örgüt Diyalektiði” adlý makalesine bakýlabilir.
|
![|](themes/crookedred/images/r.gif) |
|
|
|