|
komunistdunya.org |
|
|
|
Son Yazýlar |
|
|
|
|
ANAYASA REFERANDUMU VE KOMÜNÝST HAREKET |
|
|
12 Eylül 2010'da yapýlacak olan Anayasa deðiþiklik paketiyle ile ilgili olan referandum beklenildiði gibi Ýþbirlikçi Tekeci Sermaye (ÝTS)'nin iki politik kampý arasýnda bir politik güç gösterisine büründü.
AKP Hükumeti Referandum'da yüzde ellinin üzerinde alacaðý bir Evet oyu ile güven tazelemiþ olacak ; diðer yandan Hayýr cephesi ise ayný bir oy oraný ile hükumeti hýrpalamayý ve gelecek yýl yapýlacak genel seçimlerde AKP'yi hükumetten indirmenin bir ön provasý olarak düþünmektedir. Burada komünist ve devrimciler açýsýndan en önemli sorun bu Referandum sorununda takýlacak politik tutum sorunudur.
Bu referandum ÝTS'nin her iki kesimi açýsýndan gerek devlet vede gerekse de politik sistem içerisinde kendi politik konumlarýný güçlendirme ve bununla birlikte karþý tarafýn politik konumunu zayýflatmak için ortaya konulan ve politik sistemin burjuva demokratik doðrultuda demokratikleþmesi ile uzaktan yakýndan iliþkisi olmayan ve zaten yapýlýþ tarzý bile anti-demokratik olan bir referandumdur.
Bu referandumu gerek içerik ve gerekse de biçim yönünde incelersek eðer her iki düzlemde de bu referandumun gerici bir yapýya sahip olduðunu kolayca görürüz.
Gerek Evet'çiler gerekse de Hayýr'cýlar öyle bir politik strateji izlemektedirler ki,referandumu kendi gerici politik çýkarlarý ile uyumlu olacak bir içerik ile doldurmaya çalýþmaktadýrlar.Bunun dýþýnda bazý çevrelerin ortaya koyduklarý ilerici talep ve önerileri ya görmezlikten gelmektedirler ya da bu tür taleplere karþý demogoji ile karýþýk bir biçimde enerjik bir mücadele vermektedirler. Bu referandumu en baþta anti-demokratik yapan en önemli özellik bir çok farklý maddenin bir paketin içerisine yerleþtirilmesi ve insanlara kabul etmedikleri maddeleri de zorla kabul ettirmektir.Bu durum dahi bu deðiþikliði geçirmek isteyenlerin ne kadar demokrat olduðunu göstermesi açýsýndan aslýnda yeterli bir durumdur.
Bunun yanýnda çok basit demokratik talepler dahi bu deðiþiklik paketine çok ince politik hesaplardan ötürü girmemiþtir.Örneðin bir seçim barajýnýn düþürülmesi dahi AKP'nin Kuzey Kürdistan'da BDP'yi ekarte etmek için ve onun milletvekilliklerini elinden almak için pakete girmemiþtir. Kuzey Kürdistan'da milletvekili sayýsý düþeceðini bildiði için AKP anti-demokratik seçim sistemini iþine geldigi için muhafaza etmeyi kendi çýkarý açýsýndan uygun görmüþtür.
AKP paketin içersine kendi muhafazakar ve gerici tabanýný rahatsýz edecek maddeleri koymamaya özellikle dikkat etmiþtir.Örneðin laik bir ülkede varolmamasý gereken bir Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý gibi bir kuruma dokunmamaya ve diðer dini azýnlýk ve gruplarýn haklarýný geniþletmemeye azami dikkat göstermiþtir.
ürkiye'de bugün demokrat olmanýn asgari koþulu ,Kürt ulusunun tarihsel haklarýna saygý gösterilmesinden ve onun ayrý bir devlet kurma hakkýný savunmaktan geçer. Ama referandum kampanyasý süresince gerek "Evetçi" gerekse de "Hayýrcý" kamp adeta birbirleriyle yarýþýrcasýna azgýn bir þoven milliyetçilik politikasý gütmektedirler. Bu noktada her iki kamp da "kim daha iyi milliyetçi" diye yarýþa girmiþlerdir.
Daha demokratik bir Anayasa ve politik sistem için halktan oy isteyen AKP,MHP'yi "Abdullah Öcalan'ý niçin idam etmedin?" diye tahrik etmekte ve evrensel insanlýk deðerlerine aykýrý olan ve kendi Anayasa'sýnda dahi savaþ halleri dýþýnda kaldýrýlmýþ olan idam cezasý etrafýnda politika yürütmektedir. AKP o kadar ikiyüzlü bir politika izlemektedir ki,bazý kültürel içerikli liberal reformlar temelinde Kürt sorununu çözme yaygarasý koparmakta (sanki sorun bu bir kaç kültürel odaklý reform sorunu !) ve demogoji ile karýþýk bir biçimde uluslararasý iþbirlikçileri (ABD,AB,Suriye,Ýran vs.) aracýlýðý ile Kürdistan ulusal kurtuluþ hareketini tasfiyeye çalýþmaktadýr.
AKP sözde daha demokratik bir Anayasa için bir yandan Evet oyu isterken ,öte yandan BDP'nin seçilmiþ belediye baþkanlarýna "KCK Operasyonlarý" aracýlýðýyla kan kusturmaktadýr.Bütün bu politikalarýn " gerici bir burjuva demokrasisi" ile dahi uzaktan yakýndan alakasý yoktur. Yine bu referandumun gerici yapýsýný gösteren en önemli bir diðer özellik de " Evetçi " ve "Hayýrcý" kampýn elindeki yazýlý ve görsel medya gücü ve bu gücün halkýn büyük bir bölümünü "aptallaþtýran" etkisidir.Halk bu iki gerici kampýn yoðun bir ideolojik ve politik bombardýmaný altýnda kalmakta ve bu gerici iki kamp arasýnda seçim yapmaya zorlanmaktadýr.
Son dönemlerde ise iþler iyice çýðrýndan çýkmýþ durumdadýr.Anti-demokratik ve acýmasýz bir þekilde toplumda nüfuz sahibi kimseler (özellikle iþadamlarý ve sanatçýlar ) , özellikle de hükumet tarafýndan halkýn geniþ kesimlerini etkilemek amacýyla tehdit edilerek Evet oyu kullanacaklarýný açýklamalarý istenmektedir. Yine RT Erdoðan yargý içerisinde bir "Alevi örgütlenmesi " nin olduðunu ima etmesi ve bu temelde dini ayrýmcýlýðý körüklemesi ve ýrkçý bir þekilde "soy tartýþmalarý" na kadar giden bir kampanyanýn yaþanmasý bu referandumun gerici yapýsýný göstermeye yeter,artar bile.
Bu referandum AKP açýsýndan yargý içerisinde kadrolaþmaktan baþka bir þey deðildir.Ama bu demek deðildir ki mevcut yargý sistemi doðru bir yapýya sahiptir.Mevcut yargý sistemi de sapýna kadar faþist bir yapýya sahiptir ve daha bir kaç gün önce bu yargý sistemi "polis,asker ve mafya'dan oluþan" Yüksekova Çetesi'nin davasýnýn zaman aþýmýndan düþmesini saðlamýþtýr. AKP'nin yargýyý kendi politik amaçlarý doðrultusunda ve "uzaktan kumandalý" bir þekilde kullandýðýnýn en açýk göstergesi ,Yüksek Askeri Þura (YAÞ) sýrasýnda istedikleri askerleri istedikleri gün mahkemeye çaðýrmasý ve istediði zaman Genelkurmay Baþkaný ile anlaþarak tutukluluklarý önlemesinden dahi görülmektedir.
Gerçek burjuva-demokratik yargý reformu politik sistemin bütün alanlarýnda hem içerik (burjuva-demokratik deðerler) hem de biçim yönünden (bu deðerleri garanti altýna alan araç ve metodlar) bir tek nitelik düzeyini gerekli kýlmaktadýr. Kürt ulusal sorununda onu baðýmsýzlýða taþýyacak bir politika gütmeden,Laik sistemi oturtmadan,Basýn ve toplantý özgürlüðünü garanti altýna almadan,Siyasi partiler yasasýný tamamen demokratikleþtirmeden ve lider sultasýný ortadan kaldýrmadan ,ordunun demokratikleþmesi tamamlanmadan, bürokrasinin dokunulmazlýðý ortadan kaldýrýlmadan ve bununla birlikte yürütmenin kendisinin de dokunulmazlýðý ortadan kaldýrýlmadan ,anti-demokratik seçim sistemi vs. ortadan kaldýrýlmadan yargý reformu gerçekleþtirmek , yargýyý yürütmenin müdahalesine açýk hale getirmekten baþka bir iþe yaramaz.
Mevcut politik sistemin alternatifi þu andaki gerici Anayasa paketiyle gelecek politik sistem deðildir.Hatta dönüþümü tamamlanmýþ bir burjuva demokrasisi dahi deðildir.Çünkü burjuva-demokratik bir biçimdeki Türkiye emperyalistlere daha sýký baðýmlý hale gelecek ve onun sömürü aðlarý içerisine daha fazla çekilecektir.Türkiye'ye gerekli olan emperyalistler karþýsýnda baðýmsýzlýðýný garanti altýna alabilecek bir politik sistem ve politik çizgi oluþturabilmektir. Komünistler reformlara karþý deðildirler ama bu reformlarý devrimci bir politik stratejiye baðlý ele alýrlar yoksa þimdiki gibi gerici bir stratejiye hizmet edecek bir þekilde deðil.Komünistlerin görevi reformlarýn gericiliði güçlendiren yapýsýný teþhir etmek ve onlarýn burjuvazi tarafýndan yanlýþ ele alýnmasýný ve kullanýlmasýný gözler önüne sermektir.
Mevcut Anayasa Referandumu ÝTS'nin her iki gerici katmanýna hizmet eden ve onlarýn politik konumlarýný saðlamlaþtýrmaya yarayan bir özelliðe sahiptir ve iþçi ve emekçilerin çýkarlarý ile bir alakasý yoktur. Bundan dolayý da komünist ve devrimci hareket tarafýndan BOYKOT edilmelidir.
Kahrolsun gericilerin it dalaþý ! Yaþasýn Sosyalist devrim ve Baðýmsýz Kürdistan!
PDK
|
|
|
|
|
|
|
|
|