|
komunistdunya.org |
|
|
|
Son Yazýlar |
|
|
|
|
KOMÜNÝZM VE PARTÝ -4- (K. Erdem) |
|
|
V. OPORTÜNÝZM VE PARTÝNÝN ÝNÞAASI
Türkiye Komünist Hareketi’nin, içinden geçmekte olduðumuz süreçte temel görevi ve hedefi Komünist Partisi’ni yaratmaktýr. Komünizm ile iþçi sýnýfý hareketinin ayrý ayrý yürüdüðü bir dönemden geçmekteyiz. Komünizm bu ayrýlýðý ortadan kaldýrarak bu ikisinin kaynaþmasýný ve birliðini gerçekleþtirmekle yükümlüdür.
DPG ile komünizmin bu görevi (bu görev çeþitli oportünist akýmlar tarafýndan, TKÝP, TÝKB, MLKP vs. gibi, sözde çözülmüþtür) üzerinde hem fikiriz. Yine hem fikir olduðumuz bir baþka durum da, komünizmin ilk önce iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný ya da katmanýný kazanmasý gerektiðidir. Ama sorun iþte tam da bu noktada baþlamaktadýr. Baktýðýmýz yer ya da yön aynýdýr. Ancak tek nereye baktýðýmýz deðil, nereden baktýðýmýz da önemlidir. DPG’nin iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünizm ile tam baðýný koparmadýðý ya da hala daha onun zemini üzerinde olduðunu gösteren en önemli nokta örgüt alanýndaki teori ve pratiðidir. Zaten örgüt sorunlarýndaki oportünizm, oportünizmin bütün eðilimlerini birleþtiren temel bir özelliðe sahiptir. Oportünizmin özellikle de örgüt noktasýnda yekpare bir bütünlük gösterdiðini bundan neredeyse yüzyýl önce Lenin belirtmiþtir. Lenin, revizyonist oportünizmin çeþitli eðilimlerinin nasýl örgüt sorununda aðýz birliði etmiþçesine hem fikir olduðunu Kautsky’den þu sözleri aktararak belirtir:
“Evet, denebilir ki, bütün ülkelerin revizyonizmi, bütün çeþitliliðine ve alacalýðýna raðmen, hiçbir sorunda, örgütlenme sorununda olduðu kadar birlik içinde deðildir. ” (Kautsky, aktaran Lenin, Bir Adým Ýleri Ýki Adým Geri, Seçme Eserler, cilt-II, s. 449)
Gerçektende günümüzde partinin inþaasý noktasýnda, oportünizmin bütün katmanlarý (küçük-orta-büyük ya da sol-orta-sað) aralarýnda çeþitli derece farklýlýklarýna raðmen, özünde ayný ilkesel eðilimleri paylaþmaktadýrlar.
Komünist bilinç belirli bir tarihsel disiplin içerisinde geliþir. Komünizm, iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný, profesyonel devrimciler olarak kendi safýna kazanýr. Komünizm ile iþçi sýnýfýnýn bu ileri katmanýnýn nasýl kaynaþacaðý ve bir profesyonel devrimciler örgütü yaratýlacaðý sorunu, komünizm ile oportünizm arasýndaki temel sorunlardan birisidir.
Biz PDK olarak, illegal bir partinin temelinin ancak kollektif-prapagandacý, kollektif-ajitatör ve kollektif-örgütleyici olan bir illegal siyasal gazete ile atilebileceði temel prensibini savunuyoruz. Lenin’in “Ne Yapmalý? ”da geliþtirmiþ olduðu temel örgüt ilkelerinin evrensel bir geçerliliðe sahip olduðunu belirtiyoruz. Ancak görünüþte ve sözde DPG’de bu fikirdedir. Parti Yolunda þöyle yazýlmaktadýr:
“Daðýnýk komünist hareketin, hangi temellerde, hangi yöntem ve araçlarla birleþtirileceði iþçi sýnýfýnýn tarihsel eylemine önderlik edecek örgütün niteliðinin ne olduðunu ve öncü sýnýf iliþkilerinin sistematik olarak açýklandýðý “Ne Yapmalý? ”, bu özelliði ile evrensel(abç) bir örgüt anlayýþýnýn da temellerini ortaya koymaktadýr. ” (Parti Yolunda, Güz 99, s. 88)
“Ne Yapmalý? ”daki örgüt anlayýþýnýn evrensel bir karaktere sahip olduðu kabul edilmesine karþýn, buna pratikte riayet edildiðini söylemek pek mümkün deðildir.
Komünizm iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný, legal bir siyasal gazete aracýlýðýyla hiçbir zaman komünizm saflarýna kazanamaz. Bu kesinlikle “solculuk” deðildir. Çünkü siyasal çalýþmanýn odaðýna (biz istesekte istemesekte bu zamanla buraya doðru bir eðilim göstermektedir) yerleþtirilen legal gazete, komünist örgüt yapýsýný da bu temelde dokuyacak ve böylece gevþek, laçka, özellikle de küçük-burjuva unsur ve eðilimlere vede siyasi polise açýk bir örgüt tipi yaratacaktýr. Biz komünist partisinin omurgasýný yaratmak istiyoruz. Ve üstelik bu yaratmak istediðimiz omurganýn da sözde illegal ya da gizli olmasý gerekmektedir. Ama biz ne kadar inkar etsekte, bu yasadýþý ya da gizli omurganýn inþaasýný yasal bir araca yüklüyoruz. Tarihsel eðilimleri gereði bu iki eðilim birbirini dýþlar. DPG, genel olarak araç ile amaç arasýndaki iliþkiyi kavramýþtýr. Parti Yolunda þöyle yazýlmaktadýr:
“... bir yandan hedefin tarifi, öte yandan buna ulaþmak için izlenmesi gereken yol ve yöntem, bu yol ve yöntemi izleyerek hedefe varmak için kullanýlmasý gereken araç sorunu, bir bütünün parçalarýný oluþturuyor. ”(a.g.e. s. 78)
Araç/amaç iliþkilendirmesini doðru koymak yetmemektedir. Sorun bu iliþkinin özel bir tarihsel kesitte doðru olarak ele alýnmasý ve uygulanmasýdýr.
Hemen “kitleselleþme” ve hemen “yýðýnlarý kucaklama” ve bundan dolayý kitlelerin geri düzeylerinin eðilimlerine (ister küçük-burjuva, ister liberal, isterse de terörizm biçiminde olsun) hapsolma ekonomizmin karakteristik özelliðidir.
Lenin, tarihsel bir disiplin içerisinde, planlý ve programlý bir biçimde, komünist öncünün yönlendirmesi altýnda geliþmeyen tam tersine kitle tarafýndan yönlendirilen ekonomizm ile ilkellik arasýnda bir bað bulunduðunu þöyle belirtmektedir:
“Bütün hareketi etkileyen büyüme hastalýðý olan bu ilkellik, Rus sosyal-demokrasisi içerisindeki akýmlardan biri olan ekonomizm arasýnda bir baðlantý kurulabilir mi? Biz kurulabileceði görüþündeyiz. ”(Lenin, Ne Yapmalý? )
Ekonomizmin üç düzeyi vardýr: Ýdeolojik, siyasal ve örgütsel. Ýdeolojik düzeyde, Marksist teoriyi küçümseme ya da teoride yetersizlik olarak kendisini gösterir. Siyasal düzeyde, siyasal ajitasyonun kapsamýný daraltýr. Yani siyasal mücadeleyi çok yönlü ele almadan ziyade tek bir biçime mahkum eder. Örgütsel düzeyde de kendisini ilkellik olarak gösterir.
Acil siyasi hedefin (faþist diktatörlüðün parçalanmasý) geri plana atýlýþý ve siyasi taleplerin yumuþatýlmasý, burjuva demokrasisinin ve liberalizmin eðilimlerine uydurulmasý, hiçte, illegal ve merkezi vede ayný þekilde profesyonel devrimcilerden oluþan bir devrimci örgütü gerekli kýlmaz. Örgütsel görevlerin bu ihmal ediliþinin altýnda siyasal ajitasyonun kapsamýnýn daraltýlarak, burjuva-demokratik ve liberal reformlara indirgeme yatmaktadýr. Bu reformlar ise hiçbir þekilde merkezi bir profesyonel devrimciler örgütünü gerektirmez. Çünkü bu mücadele, legal zemin üzerindeki siyasi ve ekonomik örgütlerle de verilebilir. Zaten oportünizm kendisini bu eðilimlere uyarlamýþtýr.
Oportünist-ekonomist hareketin siyasal ajitasyonu, burjuva-demokratik reformlara uyarlayarak kitlelerin geri siyasal düzeyine indirgemesi, kendiliðinden geliþen örgüt biçimlerine ve eylem anlayýþýna kölece boyun eðiþi de beraberinde getirmiþtir. Oportünizmin kendiliðindenci ve liberal örgüt anlayýþýndan kopmamasýnýn altýnda onun komünist siyasal ajitasyonun düzeyini düþürmesi yatmaktadýr. Örgütsel alandaki bu sapmanýn kaçýnýlmaz bir þekilde siyasal alana yansýmasý ise hareketin “plan-olarak-taktik”ten “süreç-olarak-taktik”e gerilemesidir.
Bizdeki illegal ekonomist-kuyrukçu anlayýþ kýsaca þudur: Üç-beþ kiþilik bir çekirdekten, beþ-on kiþilik bir kadrodan ve bir kaç yüz sempatizandan oluþan bir örgüt hemen legal bir gazete çýkarmaya baþlar. Amaç hemen kitleselleþmektir. Bu gazeteye iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný örgütleme misyonu biçmek de sorunun ya da yanlýþýn özünü deðiþtirmez. Gazeteye yükledikleri rol kitleyi örgütlemektir. Gazete herþeyiyle devletin denetiminde ve gözetiminde geliþir ve örgüt aðlarý gevþek ve açýktan dokunur. Bu dokunan að sözde partinin temelidir. Hareket büyüdükçe devlet de ardarda darbeler indirir. En iyi unsurlarýný ya içeri alýr ya da öldürür. Yerlerine geçenler ise daha bir kaç güne kadar ya örgütün orta ve geri kadrolarýdýr ya da sempatizanlardýr. Ve bu “yeni kadrolar” çok kýsa bir zaman sonra, örgütün siyasetine yön veren kadrolar haline gelirler. Böylece genel olarak örgütsel çalýþmanýn kapsamý daralýr ve siyasal mücadelenin niteliði düþer. Bu durum kýsýr bir döngünün oluþmasýna neden olur.
Bu çalýþma tarzý, örgütü yavaþ yavaþ siyasi polise açmakta ve saðlam kitlesel unsurlardan ziyade önce polis girmektedir. Kaçýnýlmaz olarak bu tür çalýþma tarzý örgütsel iliþkilerin açýða çýkmasýna neden olmakta ve örgütü darbelere açýk hale gatirmektedir. Bu duruma örgütün kötü gidiþatý sonucunda fraksiyonel mücadelelerle güç kaybetmesi dahil deðildir.
Gövdesi legalitede olan örgüt yani düþman ile cepheden savaþmayý seçen örgüt onbinlerce ve üstelik teknik olarak çok iyi donanmýþ bir profesyonel düþman karþýsýna çýkmýþ üç-beþ aklýný yitirmiþ kiþiye benzemektedir. Aslýnda bu tür savaþmayý seçenler, savaþýn sonucunu önceden belirlemiþlerdir. Böylece hareketin dinamik güçlerinin sürekli ezilmesi, büyük iþçi kitlelerinin kendiliðinden eylemi ile devrimcilerin amatör siyasi eylemlerinin ayrý ayrý uçlarda hareket etmesine neden olmaktadýr.
Tony Cliff, Lenin’in biyografisini ele aldýðý eserinde Lenin ile Martov arasýndaki örgütsel ayrýmý iyi görmüþ ve bu iki eðilimin farklýlýðýný þöyle belirtmiþtir:
“Martov’a göre yeraltý örgütü tamamen yasadýþý faaliyette zorlanma anýnda kullanmak üzere yedekte tutulan iskelet bir aygýttýr. Öte yandan ise Lenin’e göre yasal faaliyetler yeraltýndaki partinin faaliyet alanýný geniþletme amacýný güden sadece göstermelik þeylerdir. ”(T. Cliff, Lenin-Partinin Ýnþaasý cilt-I)
Bugün TDH de T. Cliff’in yukarýda belirttiði gibi Menþevik bir tarzda örgütlenmektedir. Bu tür illegal çalýþma tarzý, iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýnýn, devrimci-komünist aydýnlara olan güveninin kaybolmasýnýn baþlýca nedenidir. Eðer devrimciler az çok istikrarlý bir örgüt yaratabilirlerse, yýðýnca iþçi önderinin (var ama bizim ortalýkta göremediðimiz) bizim saflarýmýza doðru akmaya baþlacaðý kesindir.
Kýsaca toparlarsak, devrimci komünizm, üç-beþ adým ileri atmak için bir adým geri çekilmelidir. Örgütsel çalýþmayý bir legal gazete aracýlýðýyla legale hapsederek ve bunun eðilimlerine ve sonuçlarýna maruz kalmayý býrakmalýdýr. Partinin temelini illegal bir siyasal gazete aracýlýðýyla atmalý ve böylece siyasal mücadeleyi çok yönlü kucaklamasýný bilmelidir.
Yerelliðin (yani ülkenin dar bir yerine sýkýþýlmasýnýn) aþýlmasý ve devrimci çalýþmanýn ulusal bir karakter almasý ancak ve ancak illegal örgüt aðýnýn geliþmesi ve bu temelde de merkezi bir örgüt aðýnýn yaratýlmasý temelinde olanaklýdýr. Çünkü zamansýz legal araçlar, devletin devrimci çalýþmanýn kontrolünü eline almasýna yaramaktadýr. Sorun iþçi sýnýfýnýn baðrýnda ve en yüksek komünist nitelik düzeyinde, illegal bir örgüt aðýnýn ve bu temelde de komünist siyasetin nasýl yaratýlacaðý sorunudur.
Merkezileþme ancak illegal örgüt aðýnýn geliþmesiyle olanaklýdýr. Merkezileþme zorunlu olarak uzmanlaþmayý ve bu sonuncusu da geliþmiþ bir iþbölümünü zorunlu kýlmaktadýr: Ajitasyon ve propagandanýn içeriðinin belirlenmesi, yayýnlarýn basýmý, komitelere ulaþtýrýlmasý ve daðýtýmý, yasadýþý gösterilerin örgütlenmesi, askeri ve mali olanaklarýn yaratýlmasý vs. hepsi bir tek sürecin iç içe geçmiþ bir çok özel süreçleri ya da parçalarýdýr. Bu iþleri yapan devrimciler ne kadar çok kendine özgü iþ ile yani iþin bir tek özel süreci ile ilgilenirse o kadar büyük bir enerji fazlasý açýða çýkar. Eðer bir devrimci bir tek genel sürecin bir çok parçalarýný yerine getiriyorsa o zaman verimlilik düþer.
Yukarýdaki gibi bir devrimci örgütü yaratmak ise birinci olarak, þu anda legal alanlardan (kurumsal çalýþma anlamýnda bunu söylüyoruz) çýkmakla;ikinci olarak da illegal bir siyasal gazetenin örgütlenmesiyle ancak olanaklýdýr. Elbetteki bütün bunlara doðru bir ideolojik-siyasal ve örgütsel çizgi de dahildir. Bunlar olmaksýzýn böyle bir taktiðin anlamý olmaz zaten. Elbette ki gün gelecek legal alanlara devrimci siyasetimizi götüreceðiz. Ama bu dönem partinin inþaa edildiði ve güçlü bir illegal örgütümüzün olduðu ve legal alanlardaki örgütsel çalýþmanýn kapsam ve geniþliði altýnda ezilemeyecek bir illegal yapýya ulaþtýðý zaman ancak olanaklý olabilir. Zayýf bir illegal yapý, devrimci pratiðin tarihi göstermiþtir ki legal tarafýndan emilmekte ve legalizmin zamanla ideolojik, siyasal ve örgütsel eðilimlerine hapsolmaya neden olmaktadýr.
Legal alanlarýn illegal devrimci siyasete tabi olma süreci, komünist hareketin stratejik savunma aþamasýndan stratejik denge aþamasýna geçiþ süreci arasýnda olacaktýr.
Bugün komünist hareket için sözkonusu olan, Komünist Partisi’nin oluþturulmasý stratejisi doðrultusunda, genel olarak mücadelenin özel olarak da örgütsel-pratik faaliyetin sistem ve planýnýn nasýl ele alýnmasý gerektiði sorunudur.
Ýster siyasal isterse de askeri stratejide olsun, stratenin genel ve temel prensipleri aynýdýr ve bu prensiplere komünist öncünün uymasý zorunludur. Ünlü Alman General Carl Von Clausetwitz stratejinin en büyük ilkesi hakkýnda þöyle yazar:
“En iyi strateji her zaman çok kuvvetli olmaktýr: Önce genel olarak, sonra kaderi tayin edecek noktada. Ordularýn yaratýlmasýna iliþkin çabalarýn dýþýnda---ki her zaman komutanýn elinde olan bir þey deðildir---stratejinin en büyük ve basit yasasý kuvvetleri bir noktaya yýðmaktýr. Zorlayýcý bir neden bulunmadýkça, asýl ordunun en küçük parçasý bile ayrýlmamalýdýr. (abç) Güvenilir bir klavuz saydýðýmýz bu ilkeye sýmsýký sarýlýyoruz. ” (C. V. Clausewitz, Savaþ Üzerine, s. 231, Spartaküs Yayýnlarý)
Bu ilke askeri alandan çok belki de siyaset için daha çok geçerlidir.
TDH, güçlerini zaman ve mekan içerisinde önündeki stratejik aþama (Partinin inþaasý) için bir noktada yoðunlaþtýracaðý yerde, sürekli mevcut stratejinin dýþýna çýkarak güçlerini yanlýþ yerde yoðunlaþtýrmýþtýr/ yoðunlaþtýrmaktadýr. TDH, stratejinin en büyük ilkesini yani bütün güçlerin ayný noktaya ve ayný zamanda yoðunlaþtýrmasý ilkesini defalarca ayaklar altýna almýþtýr. Örneðin, partinin oluþturulmasý aþamasýnda, bütün güçlerini iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýný kazanacak ve böylece illegal örgüt aðýný dokuyacak araç ve yöntemleri kullanacaðý yerde ya da baþka bir þekilde ifade edersek eðer, çalýþmasýnýn aðýrlýk merkezini bu ileri katmaný kazanmak oluþturacaðý yerde (bu dönemde de iþçi sýnýfýnýn ortalama katmanlarý arasýnda ikincil bir biçimde kalmak suretiyle çalýþýlacaktýr ancak burada çalýþmanýn niteliði ve aðýrlýk merkezi tamamen birinciye sýký sýkýya tabi olacaktýr), o bir yandan iþçi sýnýfýnýn ileri kesimlerini örgütlemek isterken bir yandan da iþçi sýnýfýnýn ortalama katmanlarýna doðru ilerlemektedir. Ortada iki strateji ama tek bir pratik vardýr. Hiçbir zaman ayný deðerde, kapsam bakýmýndan birbiriyle çeliþen ya da birbirini iten iki stratejinin eþanlý uygulanmasý olanaksýz ve bizzat strateji ilkeleriyle tezatlýk oluþturur. Ýki stratejinin olduðu yerde aslýnda tek bir strateji vardýr ve birinin belirleyiciliði altýnda taktikler geliþtirilir. Türkiye iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünist eðilimler (TÝKB, TÝKP, MLKP, BP, DPG vs), teoride komünist hareketin iþçi sýnýfýnýn ileri kesimleriyle birleþmesini savunmalarýna karþýn, pratikte ise genel bir “kitleselleþme” eðilimi içerisine girerek bütün katmanlara ayný zamanda ve ayný biçimde yönelme hastalýðýna kapýlmýþlardýr.
Mevcut stratejinin ortadan kalkmasý ve yerini baþka bir stratejiye býrakmasý, bu stratejinin baþarýsýný saðlayacak belirli bir niceliksel unsurun geliþmesiyle olanaklýdýr. Belirli bir niceliðin kazanýlmasý ya da geliþmesiyle strateji kendisini yadsýr.
Komünist hareketin kullanacaðý araçlarýn karakteri ve iþlevi, hareketin içinden geçmekte olduðu tarihsel aþamanýn karakterine ve eðilimlerine baðlýdýr. Bu durum gözönüne alýnmadan, araçlarýn birbirleriyle uyumlu bir þekilde kullanýlmasý olanaklý deðildir.
Türkiye komünist hareketinin þu an önünde duran temel görev, profesyonel devrimciler örgütünü illegal bir temelde kurmak ve mücadeleyi çok yönlü kucaklayabileceði bir mekanizmayý yaratmaktýr. Profesyonel devrimcilerden oluþan böyle bir illegal örgüt yaratmadan, mücadelenin çeþitli biçimlerini (yasadýþý ve yasal araçlarý) bir tek saldýrý mekanizmasý içerisinde birleþtiremeyiz. Bu illegal örgütü kurmak için ise, þu an illegal araç ve yöntemlere sarýlmaktan ve derinlemesine bu illegal iliþkileri ve aðlarý iþçi sýnýfýnýn içerisine taþýmaktan baþka çaremiz yoktur. Bunu anlamayan devrimciler iflah olmaz oportünistlerdir.
Çoðu zaman ileri sürdüðümüz bu fikirlere, “Doðru söylüyorsunuz. Bizim de illegal bir yayýn organýmýz var ve bu iþlevi o görüyor.” gibi gerçekten çok gülünç ve pratikte hiçbir deðeri olmayan yaklaþýmlarla karþýlaþýyoruz.
Örgüt sorunlarýndaki bu oportünizmi baþka bir alan ile paralellik kurarak inceleyelim. Örneðin biz komünistler, proletaryanýn belirli bir dönem için siyasal stratejisini ve bu temeldeki temel taktiklerini oluþtururken nasýl davranýyoruz? Biz ayný anda iki strateji tespiti yapabilir miyiz? Elbette ki hayýr. Bir siyasal stratejinin belirli bir olgunluk ya da az çok gerçekleþme durumundan sonra yani stratejinin öngördüðü güçler azçok kazanýldýktan sonradýr ki yeni bir strateji oluþturulur. Örgütsel alanda da bu durum aynýdýr. TDH partiyi kazanma aþamasýnýn gereklerini yerine getirmeden, bu aþamayý aþan güçlere doðru, yani iþçi sýnýfýnýn ortalama ve geri unsurlarýna doðru ilerlemektedir. Zaten ortada bir çok “Komünist Partisi”nin olmasý bunun en açýk göstergesi deðil midir?
Þimdi de daha somut bir durumu, DPG/MAYA Gazetesi iliþkisini ele alalým ve bu durumu amaç/araç iliþkisi açýsýndan inceleyelim. Önce bu noktada bazý alýntýlar yapalým:
“MAYA çýkarken, hedef kitlesini ‘örgütlü devrimci kadrolar ve daha genel düzeyde devrimci bir önderlik arayýþý içinde olan devrimci parti güçleri’ olarak tanýmlamýþtý. ”(Devrimci Parti Güçleri nedir ne deðildir?, s. 4, Tohum Yay. ) “DPG herhangi bir amaç için deðil, devrimci partinin yaratýlmasý ve yaþatýlmasý (abç) için biraraya gelen komünist devrimcilerin platformudur. ” (a.g.e. s. 38) “Kendilerini devrimci parti güçlerinin bir parçasý olarak gören komünistlerin yayýnladýðý ve hem bu güçlerin etkinliklerini yansýtmayý, hem de ihtiyaçlarýna yanýt vermeyi (Bu ihtiyacýn Parti olduðu yukarýda belirtiliyor---YN) hedefleyen MAYA gazetesi (abç) ve diðer yayýnlarý böyle bir iddia sahip olanlar tarafýndan çýkarýl-maktadýr. ” (a.g.e. s. 48) “MAYA’nýn hedeflenen devrimci partiye ulaþýlýncaya kadar, kendilerinden öte güçleri harekete geçirmek, bir araya getirmek ve bu partiyi yaratacak tek bir güç haline gelmelerini saðlamak için yayýnlandýðý doðrudur (abç), ama MAYA Devrimci Parti Güçleri’nin ortak ve tek yayýn organý deðildir;Devrimci Parti Güçleri için bir yayýn organýdýr. ”(a.g.e. s. 48)
Þimdilik bu kadar alýntý, DPG/MAYA iliþkisi hakkýndaki temel görüþlerimizi açýmlamak için yeterlidir.
Kýsacasý DPG, MAYA’yý, komünist hareket ile iþçi sýnýfýnýn ileri unsurlarýný kaynaþtýracak ve böylece komünist hareketi parti biçimine taþýyacak olan araçlardan (hem de en önemlisi) birisi olarak ele almakta ve onu böyle deðerlendirmektedir. Tarihsel bir paralellik kurarsak eðer, MAYA, 1900’ün baþlarýnda Lenin ve yoldaþlarýnýn çýkarmýþ olduklarý Iskra’nýn tarihsel rolünü oynayacaktýr. Anlayýþ olarak, bir siyasal gazete aracýlýðýyla komünizm ile iþçi sýnýfýnýn ileri unsurlarýný kaynaþtýrmak doðrudur. Hatta bundan baþka bir araç da yoktur. Ancak Leninist Parti teorisinde bu araç illegal ve gizli bir araçtýr. Lenin “Legal Marksizm” ve yerelliðin kuyruðuna takýlanlara karþý yasadýþý bir partinin temelini yasadýþý ve gizli bir siyasal gazete ile atmayý önermiþ ve bu yönde bir devrimci pratiðe komünist hareketi sokmuþtur. Bunun sonucunda profesyonel devrimcilerden oluþan bir parti ortaya çýkmýþtýr.
Ama DPG, MAYA gazetesi ile sistemin sýnýrlarý içerisinde ve legal olarak dokuduðu örgüt aðlarýyla illegal bir parti yaratmak istiyor. Bugüne kadar ki (býrakýnýz dünya komünist hareketinin deneyimini) TDH’nin tarihi böyle bir yöntem ile devrimci bir partinin yaratýlamayacaðýný çok açýk bir þekilde göstermiþtir. Devrimci hareketin son otuz yýllýk tarihi bunun en açýk ispatýdýr.
Türkiye Komünist Hareketi’nin en büyük hatasý ya da eksikliði, devrimci mücadelenin genel planýný çýkaramamasý ya da hangi devrimci aracýn hareketin hangi tarihsel döneminde hangi koþullarda devreye sokulacaðýný ve hangi aracýn hangi tarihsel sýnýrlara kadar uzanarak hangi araca görevini hangi biçimlerde devredeceðini bilince çýkaramamýþ olmasýdýr.
Komünizmin siyasal gazetesinin görevi ayný zamanda kollektif bir örgütleyici de olmalýdýr. Tek ideolojik ve siyasal yönelimi göstermekle sýnýrlý deðil, ayný zamanda harekete gerekli olan unsurlarý da örgütlemek görevini de önüne koymalýdýr. Ama temelini illegal atmak isteyen bir hareket, legal bir aracý böyle kullanamaz.
Ýçinden geçtiðimiz tarihsel süreçte, komünizmin temel görevlerinden birisi, oportünizm ile arasýndaki örgütsel ilkeleri açýða çýkarmak ve oportünizmin bu ilkeleri bulandýrma ve belirsizleþtirme eðilimlerine karþý kararlý mücadele etmektir. Komünizm önündeki örgütsel sorunlarý doðru ele almalý ve örgütsel pratiðin geliþimini, planlý ve programlý bir þekilde nasýl ele alacaðýný doðru deðerlendirmelidir.
“Devrimci Parti Güçleri Nedir Ne Deðildir” broþüründe þöyle yazmaktadýr:
“Ama varolan örgütsel sorunlar nedeniyle (abç) ayrý duruþlarýn anlaþýlabilir olanlarýn bu konumu;politik bakýmdan ayný zeminde durmaya engel deðildir: bu nitelikteki hiçbir örgütsel sorun, varolan politik platformun dýþýnda kalmayý haklý çýkarmaz. Hangi ayrýlýklarýn gerçekten ayrý durmayý gerektiren temelleri olduðunu hangilerinin böyle olmadýðýnýn ayýrdedilmesinin yolu ise, dar anlamda örgütsel vurgularý öne çýkarmak deðil;politik ayrým çizgilerini (abç)netleþtirmek ve politik birlik zeminini daraltmakla açýklanabilir. ” (a.g.e. s. 47) “Komünistlerin önlerinde duran örgütsel sorunlarýn çözümü (abç) varolan kalýplarda ve hazýr reçetelerde arayanlarýn durumu, magazin sayfalarýndaki öðütlere uyarak kanseri altedebileceðini sanankilerden daha iyi deðildir. ” (a.g.e. s. 48)
Yazar “örgütsel sorunlar” dan dolayý ya da ayrý örgütsel araç ve yöntemlere sahip olan ama buna karþýlýk ayný politik zeminde olan siyasi eðilimlerin ayrý durmasýnýn yanlýþlýðýna iþaret etmektedir. Yani ona göre örgütsel sorunlar ayrý durmayý gerektirmez. Halbuki her politik düzeyin bir örgütsel düzeyi vardýr. Her politik çizgi ancak kendi ilkelerine tekabül eden bir örgüt biçimini varsayar. Çünkü politika örgütsel bir güçtür. Bunun terside geçerlidir. Her örgütsel düzeyin bir politik ve ideolojik düzeyi vardýr. Lenin tam da “Ne Yapmalý? ” eserinde, oportünizm ile komünizm arasýndaki örgüt noktasýndaki genel ayrým çizgilerini ele alýp ve bunlarý açýklamýþtýr. Önce sorunu en genel düzeyde (ideolojik) ele almýþ ve bu noktada Komünist bilinç ile iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden bilinci arasýndaki ayrýmý açýklamýþ; ve ondan sonra sorunun politik düzeyde ortaya çýkýþ biçimini inceleyerek, Komünist siyaset ile Ekonomist-Sendikalist siyaset arasýndaki iliþkiyi incelemiþ;daha sonra da sorunun örgütsel düzeyine geçerek, Devrimciler Örgütü ile Ýþçiler Örgütü arasýndaki genel iliþkiyi inceleyerek kitabýný sonuçlandýrmýþtýr.
Yine RSÝDP’in II. Kongresi’nde, tüzüðün birinci maddesi üzerindeki büyük tartýþma, Lenin’in örgütsel sorunlarda ne kadar titiz olduðunu göstermektedir. Tarih, Menþeviklerin örgütsel oportünizminin zamanla taktik oportünizme daha sonrada ideolojik oportünizme doðru kaydýðýný göstermiþtir. Yani oportünist örgütsel eðilimler, tarihsel sonuçlarýna kadar götürüldüðü zaman, zamanla hareketin bütün alanlarýný kapsayarak genel bir tasfiyeciliðe neden olmaktadir. Kýsacasý örgüt sorunlarýndaki bu liberalizm hiçbir þekilde doðru deðil ve kabul edilemezdir.
Yine örgütsel sorunlarýn hazýr reçetelerle çözülemeyeceðinin ileri sürülmesi de ekonomistlerin “süreç-olarak-taktik” anlayýþýný çaðýrýþtýrmaktadýr. Elbette ki, mücadelenin seyri içerisinde bazý örgüt biçimleri açýða çýkar ve komünizm bunlarý mücadelenin genel seyri içerisinde doðru yerlerine yerleþtirir. Ama komünistlerin ilkeleri yine de sürekli olarak planlý hareket etmek olmalýdýr. Taktik anlayýþalarý da “plan-olarak-taktik” olmalýdýr. Yani öncü, mücadelenin genel akýþý içerisinde, çeþitli örgüt biçimlerinin kendiliðinden açýða çýkmasýný beklemeden, hangi örgüt biçim ve taktiklerin iþçi sýnýfýnýn siyasal bilincine olumlu yönde katký yapabileceðini kestirmelidir.
Bu noktada DPG’li yoldaþlarýmýz oportünizmin örgüt alanýndaki eðilimlerine hapsolmuþlardýr. DPG, MAYA sayfalarýnda çok açýk bir þekilde görüldüðü gibi oportünizmin ana unsurlarýna (TÝKB, TÝKP, MKLP vs. ) çok haklý olarak ideolojik bir saldýrý baþlatmýþtýr. Bu siyasi eðilimler (bunlara baþka örgütler de dahil edilebilir) gerçekten de iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki oportünist kanadýn eðilimlerine aittir. Oportünizmin bu merkezlerine olan bu ideolojik saldýrý daha da derinleþtirilmeli, içerik ve biçim açýsýndan daha da geliþtirilmelidir. Ama bu mücadele asla oportünizmin örgütsel eðilimleri üzerinde kalýnarak yapýlamaz. Onlarla ayný oportünist eðilimler paylaþýlarak, kapsamlý bir ideolojik saldýrý gerçekleþtirilemez.
Partinin inþaasý noktasýndaki bu ilkesel ayrýlýklar, kanýmýzca komünizm ile oportünizm arasýndaki temel ayrýlýk noktalarýndan birini teþkil etmektedir.
Kasým 2001 Devrimci Bülten Sayý 27
VI. SOSYALÝST DEVRÝM VE ULUSLARARASI TEKELCÝ SERMAYE KARÞISINDA TUTUM SORUNU (III) (PARÇA)
5- Savaþ Komünizmi ve Bürokratizmin Geliþmesi
Bolþevik Parti (BP) ve Sovyet devleti içerisinde, bürokratizmin geliþmesi, güçlenmesi, ve oturmasý, Ekim Devrimi’nden sonra ortaya konulan yanlýþ politikalarýn yani BP’nin oportünist politikalarýnýn bir tür cezasý olmuþtur.
Parti ve devlet içerisinde ortaya çýkan bürokratizm aslýnda bir sonuçtur. Daha önceleri yapýlan ideolojik, politik hatalar zincirinin en son halkasýdýr. Onun için bürokratizmin nedenlerini ve kökenlerini anlamak için onu ortaya çýkaran nedenlerin (ki yukarýda gördüðümüz gibi emperyalist dünya ekonomisi ve bunu anlamayan BP’nin yanlýþ ekonomi politikalarý) ele alýnmasý ve çözümlenmesi gerekliydi.
Parti ve devletin bürokratik yozlaþmasý sorunu üç düzlemde ele alýnmasý ve çözümlenmesi gereken bir sorundur. Bu üç farklý düzlem de birbirleriyle içsel bir baðlantý halindedir ve biri diðerini koþullandýrýr. Bu noktada bizim izleyeceðimiz yöntem, Lenin’in “Ne Yapmalý? ”da kullanmýþ olduðu yöntemdir. Bunca eleþtiriden sonra, Lenin’in yönteminin yine Lenin’in yapmýþ olduðu bir hatanýn açýklanmasýnda kullanýlmasý oldukça garip kaçabilir. Ancak bu mümkündür. Lenin, komünist hareketin tarihsel politik geliþiminin daha düþük biçimleri içerisinde karþýlaþtýðý ve doðru çözüme baðladýðý sorunun bir benzerini, politik hareketin daha yüksek ve karmaþýk biçimleri (proletarya diktatörlüðü) içerisinde çözüme baðlamada yetersiz kalmýþtýr.
Lenin “Ne Yapmalý? ”da hangi sorunu çözüme baðladý?
Lenin, “Ne Yapmalý? ”da, Rusya’da Komünist Partisi’nin oluþturulamayýþýnýn ve komünist hareketin politik sürekliliðini saðlayamayýþýnýn altýnda, komünist aydýnlarýn ideolojik olarak birbiri içerisine geçmiþ olan üç önemli teorik sorunu çözemediklerini ve bunlarý teorik olarak doðru çözemedikleri sürece de Komünist Partisi’nin tarihsel-politik örgütlendirilmesinin ise mümkün olamayacaðýný gösterdi.
Peki Lenin’in “Ne Yapmalý? ” da üç deðiþik düzlemde çözüme baðladýðý ve içiçe geçirdiði sorunlar nelerdi?
Lenin komünist hareketin gerek Çarlýk devleti gerekse de kapitalizm karþýsýnda tarihsel olarak doðru bir þekilde konumlandýrýlabilmesi için herþeyden önce verili bir tarihsel anda onun teorik sorunlarýnýn yani hareketin tarihsel olarak içerisinde þekillendiði tarihsel zeminin doðru tanýnmasý gerektiðini belirtti. Bunun da tek bir yolu vardý: Düþünsel ya da teorik faaliyet. Komünist hareket kendisini çeviren ve içerisinde yeraldýðý toplumsal koþullarý doðru bilince çýkarmadan atacaðý politik ve örgütsel adýmlar isabetten yoksun kalacak ve belirli bir süre önünü göremeyen hareket, düþmanýn darbeleri altýnda gerileyecek, ezilecek ve daðýlacaktý. Zaten Lenin’in eserini yazdýðý yýllarda Rus devrimci hareketinin durumu buydu.
1898 yýlýnda partinin oluþturulmasý Çarlýk devleti tarafýndan feci bir þekilde bastýrýlmýþtý. Üstelik bir kez hareket bu daðýnýklýða itildikten sonra, hareketin önderleri içerisinde üstüne üstlük teoriye ve teorik faaliyete bir de küçümseme ile bakma hastalýðý belirdi ve sorunlarý büsbütün aðýrlaþtýrdý: “Þimdi zaman teori zamaný deðil, içeriði ekonomist-sendikalist (trade-unýon’cu) bir düzeye indirilen politik çalýþmanýn daha da yükseltilmesi, iþin bir tarafýndan tutulmasý zamanýydý!”, ”Gevezelik yerine iþ lazým!” vs. Kýsacasý küçük küçük varolan propaganda örgütleri bürokratlaþmýþ lider ve örgüt anlayýþýnýn kurbanlarý haline gelmiþlerdi.
Varolan örgütlerin teorik düzeyi, komünist adýný hakeden hareketin düzeyine uymuyordu. Teorinin çok daha nitelikli bir þekilde tekrar kurulmasý ve düzeyinin yükseltilmesi, en azýndan hareketin tarihsel sürekliliðini garanti altýna alabilecek doðru bir düzeye çýkarýlmasý gerekiyordu. Teori bu olmasý gereken tarihsel düzeye çýkmadan ve hareketin politik ve örgütsel sorunlarýný anlaþýlýr bir þekilde çözmeden, komünist hareket, kendisini iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden hareketinden kurtaramayacaktý. Hareketin kendiliðindenci geliþiminin neden olmuþ olduðu ya da egemen olmuþ olduðu politik ve örgütsel biçimler, “komünist” denen öncünün kendisinin ne yapacaðýný bilememesinin sonucuydu. Komünist öncü ne yapacaðýný bilmediði ama bu bilmeme de teorik olarak donanýmsýz olmanýn sonucu olduðu için, öncü, hareketin karmaþýklýðý içerisinde kaybolmuþ ve sonunda sýnýfýn kendiliðindenci eðilimine teslim olmuþtur. Çünkü sýnýflar mücadelesi maddenin yapýsý gereði boþluk tanýmamaktadýr: Ya biri üstün olacak ya da diðeri!
Ýþçi sýnýfýnýn kendiliðindenci eðilimi ise iþçi sýnýfý içerisinde kristalleþmiþ olan burjuva ideolojisinin bir baþka biçiminden baþka bir þey deðildi.
Hareketin iþçi sýnýfýnýn kendiliðindenci eðiliminin bu burjuva biçiminden çýkarýlmasý için ilk yapýlacak þeyin teorinin üstün bir þekilde tekrar kurulmasý gerektiði açýktý. Ancak büyük bir entellektüel çaba gerektiren bu iþ, herhangi kiþiler tarafýndan layýkýyla yapýlamazdý. Bu iþin nitelikli çözümü ancak bu entellektüel faaliyeti kendisine meslek edinmiþ olan toplumun aydýn katmaný içerisinden (o da elbette hepsi deðil), kendisini ayýran ve kendi çýkarlarýný iþçi sýnýfýnýn tarihsel çýkarlarý ile özdeþleþtiren ve bu temelde kendisini burjuva aydýnlardan ayýran yani komünist bir aydýn katmanýnýn oluþumuyla olanaklýydý. Bu aydýn katmanýn profesyonel iþi entellektüel faaliyet olduðu için sanayi üretimi içerisinde ve bunun sonucu olan iþçi sýnýfý hareketi içerisinde organik olarak yer almýyorlar ve bundan dolayý da tarihsel ve toplumsal olarak kendi tarihsel bilincinin farkýnda olmayan iþçi sýnýfýnýn dýþýnda bulunuyorlardý.
Kaldý ki doðru teorinin oluþturulmasý dahi tarihsel bir iþti. Yani bir ya da bir kaç akýllýnýn “süper beyinlerinden” çýkan bir durum deðildi. Ancak aydýnlarýn bir çok kuþaðý kapsayan ve tarihsel olarak kuþaklarýn birbirine devrettiði ve bundan dolayý toplumsal ölçekte az çok bir hareket yarattýðý (aydýn hareketi) yani kendi tarihsel geliþiminin belirli bir noktasýnda ortaya çýkabilirdi. Bu da aydýn hareketinin ayrý bir toplumsal kulvar olarak toplumsal ölçekte varolduðu ve iþçi sýnýfý hareketi ile belirli bir süre kesiþmeden paralel geliþen ve hatta kesiþtiði zaman bile her iki tarafýn kendi baðýmsýzlýklarýný toplumsal ölçekte koruduðu bir durumu ortaya koyuyordu.
Ýþte iþçi sýnýfýna dýþarýdan aydýnlar tarafýndan komünist politik bilinç taþýma bu anlama geliyordu. Komünist aydýnlar bilimsel Marksizm aracýlýðý ile uluslararasý ve ulusal ekonomik ve politik sistemi analiz ettikten sonra, komünist hareketin bütün aþamalarýnda geçireceði evreleri genel olarak öngördükten ve bu temelde görevlerini ve araçlarýný doðru bir þekilde bilince çýkardýktan sonra, iþçi sýnýfýnýn ileri katmanýný bu komünist fikir ve politikaya kazanmasýný bilmeliydi. Hazýrlanan teorinin doðru olduðu az çok belirlendikten sonra, iþçi sýnýfýnýn ileri kesimlerinin burjuva politik sistem ile savaþým halinde kazanýlmasý ve bunun metod ve araçlarý sorununun çözülmesi kendisini dayattý. Bu, verili aþamada komünist siyasetin içeriðinin doðru belirlenmesi sorunuydu ve çözümü iþçi sýnýfýnýn ileri kesimlerinin komünist harekete kazanýlmasýnýn kilit sorununu oluþturuyordu.
Komünist hareketin burjuva politik sistem karþýsýnda doðru konumlandýrýlmasý bir çok düzeyden oluþan sorunlarýn doðru ele alýnmasýný gerektirdiðinden, Lenin, komünist hareketin teorik düzeyinin yükseltilmesi gerektiðine ve bu temelde de iþçi sýnýfýnýn kendiliðindenci bilinci ile komünist bilinç arasýndaki farký belirttikten sonra, komünist politikanýn içeriðinin doðru belirlenmesi gerektiðini belirtti ve bu sorunu ele aldý.
Rusya’da Ekonomistler, uzun zamandan beri politik mücadelelerinin merkezine ekonomik talepleri koymuþlardý ve politik taktik ve örgütsel araçlarýný da buna göre konumlandýrmýþlardý. Ekonomistler, iþçi sýnýfýnýn politik uyanýþýnýn ancak onu ilgilendiren ekonomik talepleri (ücretlerin yükseltilmesi, daha iyi iþ koþullarý vs. ) ileri sürmekle ve bunlarýn takipçisi olmakla gerçekleþeceðini ileri sürüyorlardý. Böylece farkýndan olmadan hareketi sendikal hareket düzeyine düþürüyorlardý.
Lenin, böyle bir politik mücadelenin asla Çarlýk devletini ve bir bütün olarak burjuva politik sistemi devirmeye götürmeyeceðini, bu tür bir politik mücadelenin doðasý gereði, devlet ve sistem ile uzlaþmaya ya da iþçi sýnýfýnýn sömürüsünün hafifletilmesi noktasýnda pazarlýða götüreceðini ve bunun da iþçi sýnýfýnýn tarihsel çýkarlarý ile taban tabana zýt olduðunu ileri sürdü. Ona göre yapýlacak þey politik mücadelenin merkezine ekonomik-sendikalist talepleri koymak deðil, Çarlýk devletinin devrilmesinin ve yýkýlmasýnýn ve bunun zorunluluðunun politik olarak gösterilmesi vede propaganda ve ajitasyonun merkezine konulmasý sorunuydu. Bunun için ise suni olarak bazý politik durumlarýn teröristler gibi icat edilmesine gerek yoktu. Bizzat Çarlýðýn politik örgütlenmesi ve bu örgütlenmenin bastýrmýþ olduðu sýnýf ve katmanlarýn toplumsal durumu, hayatýn günlük akýþý içerisinde çeþitli politik sorunlar etrafýnda kendiliðinden ortaya çýkýyordu. Politik özgürlükler olmadýðý için iþçiler, öðrenciler ve halkýn diðer katmanlarý her gün Çarlýðýn kolluk kuvvetlerinden dayak yiyorlardý. Ezilen uluslarýn baðýmsýzlýk savaþlarý hergün acýmasýz bir þekilde bastýrýlýyordu. Köylüler büyük toprak aðalarý ve iþletmeler tarafýndan acýmasýzca eziliyorlardý. Çarlýk devleti emperyalist devletler ile utanç verici ekonomik ve politik anlaþmalar imzalýyordu vs.
Lenin Çarlýk devletinin politik temellerine dokunan politik sorunlar etrafýnda (Demokratik Cumhuriyet, Kurucu Meclis, Uluslarýn Kendi Kaderlerini Tayýn Hakký, Politik Özgürlükler, Büyük toprak mülkiyetinin kaldýrýlmasý, 8 saatlik iþgünü vs. ) komünist hareketin politik olarak mevzilendirilmesi ya da konumlandýrýlmasý gerektiðini belirtti.
Ama Çarlýk devletinin yýkýlmasý gerektiði çaðrýsýný yapan ve her fýrsatta bunu göstermek isteyen bir politik hareket politik sürekliliðini nasýl saðlayabilirdi? Çarlýk devleti böyle bir hareketi hemen ezmez miydi?
Lenin, Çarlýðýn böyle bir hareketi hemen ezmek isteyeceði gerçeðini kabul etti. Ancak bunun bertaraf edilebileceðini, bunun için ise komünist hareketin örgütsel yapýsýnýn doðru bir temele oturtulmasý gerektiðini belirtti. Doðru bir örgütsel yapý ve bu yapýnýn doðru politik taktik ve strateji ile sevk ve idaresi, hareketin ezilmesini önleyeceði gibi, sürekliliðini de garanti altýna alacaktý. Lenin’in bu noktada komünist hareketin politik yapýsý içerisine sokmuþ olduðu örgütsel ilkeler ve metodlar, Clausewitz savaþ okulunun Marksizm içerisine dikkatli bir sokuluþudur. Lenin “Ne Yapmalý? ”yý yazdýðý zaman, Clausewitz’in “Savaþ Üzerine” ve “Çarpýþma Teorisi” adlý kitaplarýný okumuþ olmasý kuvvetle muhtemeldir. Çünkü komünist örgütü bir “savaþ örgütü” biçiminde konumlandýrýyordu. Özellikle de “Devrimciler Örgütü” bölümünde bu çok açýktýr.
Lenin’e göre örgütsel yapý, politik stratejiyi (Çarlýðýn devrilmesi) ve taktikleri (kitleleri Çarlýðýn yýkýlýþý anlayýþýna çýkaracak bütün araç ve yöntemler) izlemelidir ve bunlarý gerçekleþtirecek nitelikte ve kuvvette olmalýdýr. Politik hareketin Çarlýðý devirecek düzeye çýkarýlmasý, bunu gerçekleþtirecek aracýn da ayný þekilde yetkinleþtirilmesini gerektiriyordu.
Lenin’e göre Ekonomistler, örgütlerini Çarlýk karþýsýnda yanlýþ konumlandýrýyorlardý. Aslýnda örgütün bu yanlýþ konumlandýrýlmasý, onlarýn politik anlayýþlarýnýn sonucuydu. Yani Çarlýðý aslýnda devirmek istemeyen, onunla dolaylý olarak uzlaþma arayan bir siyasetin sonucuydu ki böyle bir politik anlayýþ devrimci bir örgüt yaratmak istemezdi çünkü buna gerek yoktu.
Devrimci bir örgütü ancak devrimci hedefleri olan bir politik hareket yaratabilirdi. Onun için Ekonomistler, örgütsel yapý ve araçlarýný reformlara göre ayarladýlar ve buna göre konumlandýrdýlar. Bu konumlama Clausewitz’in “Geniþ Düzen (Tertibat)” dediði bir konumlanmaydý. Politik hareket, ekonomist-sendikalist hareket zemini üzerinde yükseldiði için ve onun araçlarýný kullandýðý için kendisini “Geniþlemesine” göre örgütlüyordu. Daha fazla iþçi sýnýfýný kucaklama adýna legal araçlara sýkýca sarýlýyor ve bu legal araçlara sýkýca sarýldýkça da kendisini sabit ve hareketsiz kýlýyordu. Legal araçlarýn sabit ve hareketsiz oluþu hem tek bir politik çalýþma biçimine neden oluyor hem de devlet tarafýndan erken kuþatýlmasýna neden oluyordu. Bu tür bir savaþýmda insiyatif devletteydi. Çünkü örgütler politik ve örgütsel çalýþmalarýnýn ana gövdesini legal alan ve araçlar üzerine oturtmuþlardý. Bu durum örgütlerin manevra olanaklarýný tamamen yoketmiþti. Radikal politik talepler ileri sürdükleri andan itibaren Çarlýðýn sert ve þiddetli karþýlýðý hemen geliyordu. Üstelik de devlet bunu hemen yapmýyordu. Örgütü belirli bir oranda çözdükten sonra darbenin ne zaman ve nereye vede nasýl indireceðine kendisi karar veriyordu. Örgütlerin kadrolarýnýn asýl gücünü legale yýðdýðýný bildiði için zaman zaman örgütlerin bazý kadrolarýný hapse atarak hýrpalýyor ve çalýþmalarýnýn düzeyini düþürüyordu. Yani kadro ihtiyacý her seferinde örgütün en yakýcý sorunu oluyordu. Örgütler “muharebe alanýna” her zaman taze kuvvet sürme sýkýntýsý içerisindeydiler ve bunu sürekli kýlmakta zorlanýyorlardý. Böylece kadro ve zaman sýkýntýsý bütün politik ve örgütsel yapýyý esir almaya baþladý. Az sayýda kadro çok iþin altýna girmek zorunda kaldý. Örgüt içerisinde bazý örgütsel ilkeler “lüks” görünmeye baþladý.
Çarlýk devletinin savaþýmýn insiyatifini elinde bulundurmasý ve örgütleri istediði anda sýkýþtýrmasý ve darbeler indirmesi (çünkü örgütlerin politik ve örgütsel konumlarý buna olanak veriyordu), örgütlerin hantal ve hareketsiz yapýlarýndan dolayý bütün gövdelerinin ezilmesiyle sonuçlanýyordu. Kadro ve zaman sýkýntýsý örgütlerin en acil ihtiyacý haline gelmiþti ve sempatizanlardan hýzla devþirilen ve devletin karþýsýna çýkarýlan kadrolar gerekli formasyondan yoksundu. Bu durum zamanla “Ýlkel Çalýþma” denen ve amatörlüðün bütün hareketi sardýðý ve kemirdiði bir duruma dönüþtü.
Ama örgütler tarihsel olarak bir kapana da sýkýþmýþlardý. Devletin darbeleri örgüt içerisinde huzursuzluk yarattýðý için önder kadrolara olan eleþtiriler ve güvensizlik artmaya baþlamýþ ve sorunlarýn tartýþýlmasý örgütlerin tabanýnda ve kadrolar içerisinde giderek örgütlerin tavanýna dayatýlmaya baþlandý. Ama bütün güçlerini devlet ile mücadeleye ve kitle çalýþmasýna ayýrdýklarý için örgüt yöneticileri örgütler içerisinde “tartýþma ile zaman kaybedilmesini” istemiyorlardý. Kaldý ki tartýþmalar belli bir düzeye ulaþtýktan sonra, örgütsel bölünmelere yolaçabilirdi (genellikle olan buydu) ve bu da zaten kadro ve zaman sýkýntýsý çeken örgütleri daha da zayýflatabilirdi. Bundan dolayý zamanla örgüt içerisinde, ilk baþlarda þu ya da bu þekilde varolan demokratik ortamlar giderek ortadan kalkmaya ve bununla birlikte de bürokratik merkeziyetçilik güçlenmeye baþladý. Çarlýk devleti örgütler ile alay ediyordu. Kendi içerisinde demokrat olamayan örgütlerin Çarlýk devletini yýkýp demokratik bir cumhuriyet kuramayacaðýnýn propagandasýný yapýyordu.
Çarlýk devleti ile yanlýþ politik mücadele yürüten devrimci örgütler, varolan tabaný kaybetmeme kaygýsýyla bürokratik örgütlere dönüþtüler. Örgüt içerisinde demokrasiye az çok müsahama etmeye baþladýklarý zaman ise ya yönetimde kalmalarý imkansýz hale gelmeye baþlýyordu ya da örgütler bölünüyorlardý. Demokrasi ile örgüt yönetiminde kalma artýk birbirleriyle uyuþamaz duruma gelmiþti ve ikisinden birisinin tercih edilmesi gerekiyordu. Zamanla da bürokratik yönetim kendisine uygun kadrolar yarattý ve örgütün bütün bünyesini ele geçirdi vede bu durumdan rahatsýz olan ve arayýþ içerisinde olan kadrolar ayrýlmaya baþladýlar. Aslýnda bu durum Çarlýk devleti karþýsýnda devrimci örgütlerin yanlýþ ideolojik, politik ve örgütsel çizgilerinin sonucuydu.
Lenin sorunu ideolojik ve politik ilkeler düzeyinde çözdükten sonra bu doðru ilkeleri doðru örgütsel ilkeler ile birleþtirmeye çalýþtý. Lenin’e göre, Rus devrimci hareketinin Çarlýk devleti karþýsýndaki örgütsel konumlanýþý Geniþ Düzene (Tertibat) tekabül ediyordu ve bundan dolayý yanlýþtý. Devrimci hareket, kitleler içerisinde Çarlýðýn yýkýlýþýnýn propagandasýný ve ajitasyonunu yaparken, devletin kolluk güçlerinin kendisine fazla yaklaþmasýný önlemeliydi. Önemli olan devrimci örgütün ana gövdesinin ezilmesini engellemekti. Devlet örgütün parçalarýný yoketse dahi ana gövdeyi koruyan hareket, politik çalýþmayý sürekli kýlabilirdi.
Ama ana gövde nasýl korunacaktý? Ekonomistler’in Geniþ Düzen kurmalarý, ana gövdenin hemen kuþatýlýp ve ezilmesine neden oluyordu. Çünkü legal araçlara zamansýz el attýklarý için hareketsiz ve sabit kalýyorlardý, bu da devletin örgütleri kuþatmasýný ve ezmesini kolaylaþtýrýyordu. Lenin aslýnda ileri sürdüðü örgütsel ilkeler ile devrimci hareketin ama özellikle de komünist hareketin Geniþ Düzen’den Derin Düzen’e geçmesi gerektiðini ileri sürdü.
Aslýnda Rusya’da devrimci hareket politik ve örgütsel olarak yanlýþ mevzilenmiþti. Kendi tarihsel konumuna uygun olmayan strateji ve taktikler kullanýyordu. Geniþ Düzen’i kullanan ordular, Stratejik Saldýrý düzeyinde olan, kaderi tayýn eden yerde ve zamanda sayýsal üstünlüðü elinde bulunduran (Þubat ve Ekim 1917’deki gibi) ve düþman ordularýnýn ana gövdelerini kuþatmak ve imha etmek için geniþ bir açýya ihtiyaç duyan ve bu durumdan dolayý bütün güçlerini ayný anda savaþa süren ordulara özgü bir düzendi. Hiç kuþkusuz böyle bir zaman da gelecekti ama bu düzen þimdi uygulanamazdý. Bundan dolayý devrimci hareketin tarihsel ve toplumsal düzeyi ile kullandýðý araç ve metodlar birbiriyle çeliþki halindeydi ve bu durum hareketi yiyip bitiriyordu.
Lenin, devrimci hareketin Çarlýk devleti karþýsýnda güçsüz olmasýndan dolayý iþe Stratejik Savunma ile baþlamasýnýn zorunlu olduðunu ileri sürdü. Stratejik savunma biçiminde hareket eden komünist hareket, her þart altýnda ana gövdesini korumasýný ve geliþtirmesini bilmeliydi. Bunun için ise devletin bu ana gövdeye yaklaþmamasý gerekliydi. Bunu ise ancak bu ana gövdeyi gizli tuttukça ve bu gizliliði sürekli kýldýkça yapabilirdi.
Ama bu ana gövde nasýl gizli tutulacaktý?
Lenin hareket Derin Düzen biçiminde kurulduðu ve mücadele araç ve yöntemlerini buna göre ayarladýðý zaman bunun mümkün olabileceðini ileri sürdü.
Stratejik savunmada, saldýrýcýnýn yani Çarlýk devletinin vurucu güçlerinin etkisini ve þiddetini düþürmek için Derin Düzen gerekliydi. Çünkü Geniþ Düzen’in aksine Derin Düzen, sabit noktalarý azami derecede en aza indirgeyen, hareketli noktalarý azami derecede en yükseðe çýkaran ve bunu akýcýlýk, sürat ve sürpriz ile birlikte büyük bir gizlilik ile birleþtiren düzendi. Böylece saldýrýcýnýn sabit üslere saldýrýsýný kolaylaþtýran Geniþ Düzen’in aksine saldýrýnýn konsantrik (merkezsel) karakterini azami derecede zayýflatan, saldýrýyý bir noktadan ziyade hareketli üslerden dolayý (çünkü profesyonel devrimci kadrolar sürekli hareket halindeydiler) bir çok noktaya ayýran, bölen Derin Düzen hem zamaný uzatarak zaman kazanmaya hem de düþmanýn moral güçlerinin azar azar tükenmesine vede karþý-saldýrýlar ile de zayýflatýlmasýna neden olacaktý.
“(... ) savunmacý hiçbir þart altýnda, çok geniþ bir cephenin dezavantajýnda tehlikeye atýlmak istemeyecektir. Bundan dolayý, geniþ bir cephenin kýsýmlarýnýn tersine, hiç bir zaman hareketsiz kalmayacak, yedek güçleri daha fazla elde edebilecektir. ” (K. V. Clausewitz, La Théorie de Combat, Economica Yayýnlarý, s. 79)
Lenin Profesyonel Devrimciler Örgütü (PDÖ)’nü, Çarlýk devleti karþýsýnda daha dar bir cephe anlayýþý içerisinde ama derin bir düzende kurdu. Ama böyle bir düzende örgütlenen örgüt için devlet daha fazla seferber olmak zorundaydý. Daha önce geniþ bir düzende ve sabit noktalar oluþturan ve bundan dolayý hantal olan örgüt anlayýþýnda, devlet aþaðý-yukarý ne kadar güç ayýracaðýný biliyordu. Ama þimdi bilemiyordu. Çünkü politik ve askeri savaþýmýn insiyatifi devrimci harekete geçiyordu. Gizli, hareketli ve akýþkan olduðu için, nerede ortaya çýkýp ve kaybolacaðýný þimdi bu PDÖ karar veriyordu. Hareketli ve akýcý oluþu ister istemez devletin bütün güçlerinin harekete geçmesine neden oluyordu.
“Savunmacý çok küçük bir cephe ile yetindiði ve daha büyük bir derinliði hedeflediði sürece yani çarpýþma biçiminin doðal eðilimini izlediði zaman, saldýran karþýt bir eðilime sahip olacaktýr: Olabildiði ölçüde cephenin geniþlemesine çalýþmak yani rakibi olabildiði ölçüde kuþatmak. ” (Clausewitz, a.g.e. s. 79)
Lenin, PDÖ’yü, sürekli hareket halinde olan, gizlilikte uzmanlaþmýþ, düþman ile cepheden çarpýþmayý seçmeyen tam tersine zayýf olduðu zaman hep manevra yapan, politik, örgütsel ve askeri çalýþmasýný planlamaya dayandýran bir yapý olarak düþündü.
Bu PDÖ, politik çalýþmanýn geliþmesiyle ve yeni düzeyler kazanmasýyla çalýþmalarýný da (yani görev ve hedeflerini) hareketin tarihsel düzeyine uygun olarak geliþtirecekti. Propaganda ve ajitasyon çalýþmasýný yürütmekle ve bu temelde iþçi sýnýfýnýn ileri katmanlarýyla gizli bir þekilde iç içe geçmekle kalmayacak ama ayný zamanda zamaný geldiðinde, kentlerde de devletin kolluk güçlerine karþý bir gerilla savaþýný da örgütleyecek ve buna önderlik edecekti. Lenin aslýnda bu PDÖ’yü hep düþmana karþý silahlý mücadele verecek düzeye yükselebilecek (politik savaþýmýn en yoðunlaþmýþ biçimi olarak) bir politik-örgütsel oluþum olarak düþündü. 1905 devrimi bunu kýsa bir zaman sonra kanýtladý. Bu PDÖ’nün bir kýsmý, 1905 yýlýnda, toplumsal koþullar oluþunca (elbette daha önce kendisi de buna sýký ve disiplinli bir þekilde hazýrlandý) Partizan Savaþlarý denen savaþlarýn baþlatýcýsý ve planlayýcýsýnýn ana unsurlarý oldular. Böylece tarihsel geliþimi içerisinde, bir çok biçimden (silahlý propaganda ve ajitasyon birlikleri, korsan sokak gösterileri hazýrlayýcýlarý, kamulaþtýrma operasyonlarýnýn ana unsurlarý vs. ) geçtikten sonra uygun toplumsal koþullarda Þehir Gerillalarý’na dönüþtüler.
Lenin 1905 devriminin deneyimini incelerken bu konuya þöyle deðinir:
“Gerilla savaþý kitle hareketinin gerçek bir ayaklanma haline ulaþtýðý bir zamanda ve içsavaþtaki büyük ‘kavgalar’ arasýndaki süre oldukça uzadýðýnda ortaya çýkan, kaçýnýlmaz bir çarpýþma biçimidir. ” Lenin, Gerilla Savaþý, s. 56, Tüm Zaman Yay. )
Böylece PDÖ, geliþiminin belirli bir anýndan sonra silahlý savaþým görevi temelinde kendi içerisinde bir uzmanlaþmaya ve iþbölümüne uðradý vede bu temelde de þehirlerde devlete karþý hareketli gerilla savaþýnýn ana unsurlarýný oluþturdu. (1) Ama PDÖ’nün bu yüksek noktasý, kendisinden önceki aþamalarýn oluþturulmasýna ve gereði gibi örgütlenmesine dikkat etmeden (stratejik savunma, derin düzen, ana gövdenin gizliliði, hareketlilik ve sabit noktalarýn yokedilmesi vs. ) imkansýzdýr.
Ama PDÖ’nün düþman karþýsýnda dayanabilmesi için tek ana gövdenin gizliliði, hareketli oluþu ve derin düzen kurmasý yetmiyordu. Bunu baþka bir ilke ile tamamlamasý gerekiyordu. O da politik çalýþmanýn ve PDÖ’nün sürekliliðini saðlamak için, politik çalýþmanýn bütün noktalarýnda ortaya çýkan yeni güçlerin (ki bunlarýn bir kýsmý önemli yedekler haline gelirler) bir kýsmýný PDÖ’ye akýtmak ve böylece onu taze kuvvetler ile sürekli beslemekti. Ama bu yedeklerin PDÖ’nün çalýþma düzeyine çýkarýlmasý için belirli bir zamana ve güvenli bir mekana ihtiyaç vardýr.
Yedekler düþman ile savaþ halinde olunan cephede istenildiði gibi yetiþtirilemezler. Onun için cephenin geri hatlarýnda ve özellikle de düþmanýn ateþ menzilinin dýþýnda güvenli bir alanda formasyonlarýný tamamlamalýdýrlar.
“Her tertibatýn arkasýnda, cephe gerisinde bulunan yedekler, kumandanlar vs. Ýçin korunmuþ bir alana ihtiyacýmýz vardýr. Eðer bunlar üç cepheden bombalanýrlarsa görevlerini yerine getiremezler. ” (Clausewitz, a.g.e. s. 74)
Lenin Bolþevik “Genelkurmayý” ve Parti Okulu’nu Çarlýk devletinin uzanamayacaðý bir yerde Batý Avrupa’da kurdu. Bir yandan parti önderleri kendi ideolojik eksikliklerini Batý Avrupa’nýn geliþmiþ kültür seviyesi ve buradaki zengin teorik kaynaklardan yararlanarak gideriyorlardý; bir yandan da PDÖ için gerekli olan yedekleri güvenli bir þekilde gerekli düzeyde eðitme imkanýný buluyorlardý.
Böylece Lenin’in ileri sürmüþ olduðu PDÖ fikri ve örgütün düþman karþýsýndaki mevzileniþ düzeni ve þekli vede kullanmýþ olduðu taktikler, daha önceki devrimci hareketin (Ekonomistler) çok önemli bir eksiðinin giderilmesine neden oluyordu. Düþman bu PDÖ’yü ayný anda bir bütün olarak kuþatamýyor ve ezemiyordu. Her zaman kuþatýp ve ezdiði kýsým onun bir parçasýydý sadece. Eskideki devrimci hareketin uyguladýðý geniþ ve yüzeysel düzen ve kullanýlan taktikler, devrimci hareketin hemen kuþatýlýp ve ana gövdenin ezilmesiyle sonuçlanýyordu. Ama Lenin’in PDÖ ve onun savaþým biçimi ayný anda kuþatýlmayý ve ezilmeyi engellediði için politik savaþýmýn sürekliliðini saðlýyordu ve PDÖ güçlerini hiçbir zaman düþman karþýsýnda ayný anda kullanmýyordu hep ardarda kullanýyordu.
Bolþevik Parti, Çarlýk devleti karþýsýndaki cephe düzenini, hareketli, dar ve derin bir biçimde kurduðu için, eylemlerinin zamanýna ve yerine de kendisi karar verdiði için, eylem için gerekli gücün dýþýnda baþka bir gücü eylem alanýna sürmüyordu ve fazla kuvvetleri belirli bir zaman eylem dýþýnda tutarak ve yeri geldiði zaman eyleme sokarak güçlerini ekonomik bir þekilde kullanýyordu.
BP’nin Çarlýk devleti karþýsýndaki bu ideolojik, politik, örgütsel ve askeri konumlanýþý, politik savaþýmýn sürekliliðini gerçekleþtirdiði andan itibaren çok önemli bir özelliðin ortaya çýkmasýna neden oldu: Politik çalýþmanýn sürekliliði taze güçleri kitle içerisinden çýkarýyor ve PDÖ ve partinin diðer çalýþmalarý için yedekler haline getiriyor ve PDÖ’nün düþman karþýsýndaki “kan kaybýný” sürekli kapatýyordu. Baþka bir þekilde ve kaba bir benzetme ile PDÖ’nün “kadro cari açýðý” (tuhaf bir benzetme olduðunu kabul ediyorum), politik çalýþmanýn ortaya çýkardýðý daha büyük oranlardaki yedekler tarafýndan tek nicelik olarak deðil ama nitelik olarak da kapatýldýðý için artýk bir sorun teþkil etmiyordu. Bu komünist politikanýn üretkenliðinin yükselmesinden kaynaklanan bir durumdu. Nasýl bir ülkenin cari açýðý, ekonomisinin üretkenliðinden dolayý, belirli bir dönem sonunda elde etmiþ olduðu yüksek gelirler sonucunda dönüp ülkenin cari açýðýný kapattýðý sürece, bu kaynaðý elde ettiði müddetçe bir krize yolaçmýyorsa, iþte BP’nin kadro açýðý da partiye akan yeni kuvvetlerden dolayý bir krize ya da örgütün iradesinin parçalanmasýna neden olmuyordu.
Düþman karþýsýndaki bu düzen, parti içerisindeki demokrasinin aksatýlmasýný ya da yokedilmesini gerektirmiyordu. Çünkü BP gücünün üzerinde bir çalýþmanýn altýna girmiyordu ve bundan dolayý da bütün güçlerini düþman karþýsýnda tüketmiyordu. Bunun nedeni politik savaþýmýn insiyatifini kendi eline almýþ olmasýydý. Kadro ve zaman sýkýntýsý BP’nin ensesinde sürekli kendisini hissetiren ve bütün örgüt yapýsýnýn bozulmasýna neden olan bir durum teþkil etmiyordu. Elbette bu sýkýntý her zaman vardý ama örgütün iç bünyesini ve onun temel iþleyiþini tehdit edecek düzeye yükselmiyordu. Ama daha önce Ekonomistler zamanýnda kadro ve zaman sýkýntýsý her zaman büyük bir sorundu ve örgütlerin bürokratlaþmasýnýn altýnda da bu yatýyordu. Devlet ile geniþ bir tertibat kurarak savaþan örgütler, cephenin geniþliðinden ve bundan dolayý da devletin onlarýn gücünden daha fazla güç cepheye yýðmalarý karþýsýnda ve güçlerinin sürekli erimesi karþýsýnda yeni güçler ortaya çýkarýp cepheye süremiyorlardý ve o tertibat ve savaþým biçimiyle de süremezlerdi de. Bundan dolayý örgütler ülkenin çok küçük bir yerine hapsoldular ve dar bir alanda, çalýþmanýn düzeyinin nicelik ve nitelik olarak düþük bir biçimi içerisinde birbirleriyle uðraþan ve kontrol altýnda olan politik yapýlar haline geldiler. Lenin buna yerellik adýný verdi. Bu politik ve örgütsel durumun en önemli sonucu, sekter ve bürokrat liderlerin ortaya çýkmasý oldu. Ýlginçtir bu liderlerin hiçbiri 1903-1917 arasý BP’ye yaklaþmadý ve ondan sürekli uzak durdular. BP’nin önder ve bu önder kadrolarýn altýnda bulunan kadrolarý bu “hastalýklý” liderlerin dýþýndaki kadrolardan oluþtu. Bu durum tesadüf olmasa gerek!
Partinin ana gövdesini bu PDÖ’nün yüksek düzeyde geliþmiþ niteliði temelinde örgütleyen BP çok önemli baþka bir sorunu da doðru çözmeyi baþardý. Örgütlerin ezilmesinde illegal ve gizli alan ile legal alan arasýndaki iliþkiler ve bu iliþkilerin yanlýþ ele alýnýþý (yanlýþ politik ve örgütsel konumlanýþtan dolayý) ve uygulanýþý temel bir yere sahipti. Ýllegal çalýþmanýn legal çalýþma ile doðru birleþtirilmesi, iþçi sýnýfýnýn ve halkýn daha deðiþik katmanlarý içerisinde politik güç olmanýn da temel halkasýný oluþturduðundan, bu iki çalýþma biçiminin doðru birleþtirilmesi büyük önem arzediyordu.
Ýllegal politik çalýþma ile legal politik çalýþma farklý örgüt biçim ve araçlarý üzerine oturduðu için aralarýndaki farkýn sürekli korunmasý, farklý örgüt biçim ve araçlarýn birbirinin yerine ikame edilmesinin engellenmesi (Ekonomistler’de olan genellikle buydu yani farklý örgüt biçim ve araçlarýnýn birbirinin yerine ikame edilmesiydi) ve bu iki çalýþma biçiminin politik hareketin genel yapýsý içerisinde doðru yerlerinin ve oranlarýnýn belirlenmesi temel bir sorundu. Burada bütün sorun, partinin illegal örgütü ve politikasý ile legal örgütü ve politikasý arasýndaki “politik ve örgütsel açýnýn derecesinin” ayarlanmasý sorunuydu.
Ekonomistler’in Çarlýk devleti karþýsýndaki yanlýþ politik ve örgütsel konumlanýþý, zamanla illegal ve legal örgüt arasýndaki açýnýn tamamen kaybolmasýna ve silinmesine vede bundan kaynaklanan yanlýþ ve zamansýz araç ve metodlarýn kullanýlmasýna götürüyordu. Ýllegal ve legal örgüt arasýndaki açýnýn tamamen kaybolmasý, Çarlýk devletinin “ateþ menzili” içerisinde, illegal ve legal örgütün yatay birleþtirilmesine ya da zorunluluktan kaynaklanan birbirinden kadro alýþ-veriþine götürüyordu. Belirli bir zaman sonra kadrolarýn içerisinden çýkamadýklarý ve kontrol edemedikleri vede tamamen içerisinde kaybolduklarý bir örgütsel çalýþmanýn ortaya çýkmasýna neden oluyordu ki, Çarlýk devletinin politik hareketi kuþatmasý ve ezmesini de kolaylaþtýrýyordu.
Lenin’in partinin merkezine oturttuðu PDÖ, ayný zamanda illegal ve legal örgüt arasýndaki açýlarýn doðru oranlarýnýn saptanmasýna ve sürdürülmesine de olanak veriyordu. Güçlü, gizli ve illegal bir ana gövdesi olmayan bir parti bu açýlarý hiçbir zaman doðru ayarlayamazdý. Lenin ve BP, “düþmanýn ateþ menzili içerisinde” illegal ve legal örgüt arasýndaki yatay örgüt iliþkilerini yoketti ya da en aza indirgedi. Her iki alan kendi içerisinde birbirinden büyük oranda baðýmsýz bir þekilde hareket ediyordu. (2)
Ýllegal ve legal örgütün çalýþmasý ve birbirine baðlanmasýnýn planlanmasý, Çarlýk devletinin ulaþamayacaðý bir alanda (bu genellikle Avrupa’ydý) yapýlýyordu. Parti merkezi böylece, illegal alanýn legal alana yine legal alanýn illegal alana ne kadar yaklaþýp ne kadar yaklaþmayacaðýna bir çok faktörü deðerlendikten sonra karar veriyordu. Örneðin kitlenin kendiliðinden kabarmasýnýn en üstte olduðu ve devrimin öngününde bu iki alan arasýndaki açýlar birbirine çok yakýndýr. Devletin terörünün ve baskýlarýnýn en üstte olduðu ve devrimci hareketin büyük bir saldýrýya maruz kaldýðý dönemlerde bu iki alan arasýndaki açýlar da daha fazla açýktýr.
BP’nin bu üstünlüðü (ki PDÖ’nün yaratýlmasýnýn sonucudur) onun kuþatýlmasýný ve ezilmesini zorlaþtýrýyordu. Düþmanýn ateþ menzili içerisinde kesiþmeyen ve birbirine paralel ve merkez ile dik açý biçiminde kurulan ve hareket eden vede merkez aracýlýðý ile birbirini tamamlayan bu çalýþma biçimi, illegal ve gizli ana gövdeyi (PDÖ’yü) legal örgütler aðý ile çevreleyerek ayný zamanda ana gövdeyi derinlerde korumaya da yol açýyordu.
Birbirlerine paralel ve merkez ile dik açý biçiminde kurulan illegal ve legal örgütlerin oluþturmuþ olduðu komünist hareket, politik iktidar karþýsýnda genel politik açýyý da giderek açmaya baþladý. Böylece cepheyi geniþlemesine ve derinlemesine geliþtirdi. Üstelik bu cepheyi, müttefikleriyle iliþkilerini belirli bir düzeyde tutarak daha da geniþletti. Çarlýk devleti, BP’nin ve devrimci hareketin cepheyi giderek daha da geniþletmesi karþýsýnda önce zorlanmaya daha sonra da çaresiz kalmaya baþladý. Gerek 1905 devriminde gerekse de Þubat 1917’de devletin güçlerinin büyük bir bölümü cephede olduðu için devrimci hareketin politik açýlarý daha da açmasýna ve politik savaþýmý yoðunlaþtýrmasýna dayanamadý ve devrimci hareketi durdurmak için daha fazla þiddete ve baskýya baþvurdu. Sonunda kendi güçleri ile karþýsýnda oluþturmuþ olduðu düþman cephesi (içeride ve dýþarýda) arasýndaki oranlar tamamen bozuldu ve toplumsal güçleri karþýsýndaki cepheyi ayný anda yenmeye yetmedi. I. Dünya Savaþý’nda Çarlýk Rusya’sýnýn tamamen Paslavizm faþizmine kaymasýnýn altýnda devletin tarihsel ve toplumsal temellerinin daralmasýnýn payý büyüktür. Daha önce Ekonomistler döneminde devrimci hareketi tarihsel kapana sýkýþtýran Çarlýk devletinin kendisi ayný kapana sýkýþmýþtý. Artýk demokratik bir açýlým yapamazdý çünkü böyle bir politik açýlým iktidarýn kaybedilmesine götürürdü. Bir sýnýf politik iktidarý kendisi býrakmayacaðýna göre yapacaðý tek þey, geniþleyen ve derinleþen düþman cephesini, zor ve þiddet araçlarýyla daraltmaya ve yarmaya çalýþmaktýr. Toplumsal güçleri buna yetmediði zaman da kaçýnýlmaz bir þekilde yýkýlýr.
Bütün bunlarýn Rusya’da içsavaþ döneminde ortaya çýkan bürokratik yozlaþma ile ne alakasý var denilecek belki. Ama çok alakasý var. Teorisyen farklý fenomenlerde bulunan ortak yasayý bulup çýkarandýr. Rus komünist hareketinin Ekonomizm’den kurtarýlmasý ve Çarlýk devleti karþýsýnda doðru konumlandýrýlmasý ile Poletarya Diktatörlüðü’nün emperyalist sistem karþýsýnda doðru konumlandýrýlmasý arasýnda prensip olarak genel bir iliþki vardýr.
Lenin politik hareketin düþük biçimleri içerisinde sorunu çözmeyi bildi ve bu temelde Rus komünist hareketini doðru bir politik yörüngeye yerleþtirebildi ama proletarya diktatörlüðü döneminde yani politik hareketin daha yüksek ve karmaþýk biçimleri içerisinde sorunun içerisinde kayboldu. Bu aslýnda ayný zamanda BP’nin tarihsel olarak baðrýnda barýndýrmýþ olduðu eksikliklerin ve yanlýþlýklarýn da dýþa vurumu olmuþtur.
Peki Lenin’in ve BP’nin proletarya diktatörlüðü dönemindeki eksiklikleri ve hatalarýnýn temel kaynaðý neydi? Ya da baþka bir þekilde sorarsak, Rusya’da proletarya diktatörlüðünü (Sovyet sistemini) uluslararasý emperyalist sistem karþýsýnda neden doðru konumlandýramadýlar?
Rusya’da bürokratizmin geliþmesini sadece örgütsel biçim ve araçlarda aramak ve buna indirgemek büyük bir hatadýr. Lenin yukarýda gördüðümüz gibi, partinin inþaasý sorununu tek örgütsel soruna indirgememiþti. Örgüt noktasýnda yapýlan hatalarýn temel ideolojik ve politik ilkelerde yapýlan hatalarýn kaçýnýlmaz bir sonucu olduðunu ortaya koymuþtu. Rus devrimci hareketi içerisindeki örgüt sorununun ancak “iþçi sýnýfýnýn kendiliðindenci bilinci ile komünist bilinç” ve yine “politik çalýþmanýn kapsamý”nýn doðru belirlenmesi sonucunda ortaya çýkacaðýný belirtmiþti. (... )
(1) Bu noktayý doðru anlamak gerekir. Bütün PDÖ gerillalara dönüþmedi. Konuyu daðýtmamak için buraya girmiyorum. (2) Elbette burada partinin oluþtuðu ve devrim için büyük kitlelerin kazanýlmasý için seferber olunan dönemi kastediyoruz. Partinin oluþturulmasý döneminde genellikle politik ve örgütsel çalýþmanýn aðýrlýk merkezi, illegal ve gizli örgütün yaratýlmasýna dönüktür ve buna ayrýlýr. Nisan 2008 Devrimci Bülten Sayý 46
|
|
|
|
|
|
|
|
|