|
KOMÜNÝZM VE PARTÝ -3- (K. Erdem) |
|
|
IV. ÖRGÜTSEL GELÝÞÝMÝN TARÝHSEL AÞAMALARI
1-Giriþ
Materyalist örgüt teorisi, örgütsel geliþimin tarihsel aþamalarý olduðunu ve bu durumun komünist hareket tarafýndan mutlak suretle gözönüne alýnmasý gerektiðini öðretir. Toplumsal hareketin geliþiminde, ekonomik ve siyasal aþamalar nasýl atlanamazsa, bu biçimlerin tarihsel yönlerine nasýl dikkat edilmekteyse, ayný þekilde, örgütsel geliþimin tarihsel aþamalarý da atlanamaz.
Örgütsel aþamalar kendi içerisinde diyalektik bir bütünlük olarak geliþirler. Aþamalar tarihsel açýdan birbirlerini koþullandýrýrlar ve karþýlýklý etkileþimde bulunurlar. Her aþamanýn bir hedef kitlesi vardýr. Ve bir aþamadan diðerine geçiþ, bu hedef kitlenin büyük çoðunluðunun komünist siyaset tarafýna kazanýlmasýy gerçekleþir.
Örgütsel geliþimin genel aþamalarý önceden belirlenebilir/ belirlenmelidir. Ancak bu aþamalarýn hangi özel biçimlerde cereyan edeceði, aþamalar arasýndaki zaman dilimi ve tempo, bu özel biçimlerin kendi iç oluþumlarýnýn detayý, aþamalarýn birbirlerine dönüþümlerinin belirlenimleri ise önceden bilinmez/bilinemez. Dogmatizme düþmedikçe böyle bir giriþim yapýlamaz.
Örgütsel geliþimin genel evrimi deðiþmeden, geliþimin özel biçimleri, mevcut siyasal güç iliþkilerinin deðiþmesinden dolayý deðiþebilir. Ama bu durum genel evrimin geliþimine etki yapmaz. Örneðin, diyelim ki içinde geçtiðimiz süreçte komünist hareket, faþizmin siyasal egemenliði altýnda parti biçimine geçecektir. Ama bu tamamlanmadan Türkiye burjuva demokrasisine evrilsin. Bu durum komünist hareketin örgütsel geliþiminin tarihsel evrimini etkiler mi? Elbette hayýr. Ama özel aþamalarýn taktik ve örgüt biçimlerine etki yaparak, bunlarýn biçimlerini deðiþtirir. Faþizm ile burjuva demokrasisi arasýndaki biçimsel fark, komünist hareketin taktik ve örgüt biçimlerine yansýr.
Komünist bilincin en yüksek biçimi, düþük ve yüzeysel bilinç biçimlerini kendine baðlayarak, onu kendi kanatlarý altýna alarak geliþir. Bunun için örgüt, en yüksek komünist bilinç biçiminden en düþüðüne doðru hareket eder. Teorik olarak, düþük biçimlerden yüksek biçimlere doðru gidilemez. Çünkü düþük biçimler yüksek biçimleri kapsayamaz.
Bir örgütsel aþamadan diðerine geçiþ, sýçramalý bir þekilde olur. Sýçramanýn biçimi, her ülkenin özgül koþullarýna göre deðiþir. Sýçramaya neden olan olaylar önceden bilinemez. Ancak bunlar, tarihsel bilinç akümülasyonunun dýþa vurum biçimleri olup, niteliksel dönüþümleri belirtirler. Örneðin Bolþevik devrimde sýçramaya neden olan bazý tarihsel olaylar þunlardýr: 9 Ocak 1905 Kara Pazar, 1912 Lena Katliamý, Þubat 1917 Çarlýðýn devrilmesi, Rus Komünist Partisi’nin 1917 Nisan Konferansý, Ekim 1917 vs. Bu tarihi olaylarýn hangi niteliksel dönüþümlere neden olduðunu daha ileride ele alacaðýz.
Örgütsel geliþimin temel unsurlarý ve bu unsurlarýn genel evrim içerisindeki rolleri anlaþýlmadan, aþamalarýn özellikleri anlaþýlmaz. Bu durumun anlaþýlabilmesi için sýnýf içerisindeki katmanlar sorununu ele almak ve bu katmanlarýn tarihsel rollerini çözümlemek gerekir.
2-Proletarya Ýçerisindeki Katmanlar Ve Tarihsel rolleri
Komünist örgüt belirli bir tarihsel disiplin içerisinde geliþir. Bu disiplin kendi içerisinde belirli bir ilkeler bütünlüðüne sahiptir. Diyalektik hareketten baðýmsýz herhangi bir hareket biçimi olamayacaðýna göre, örgütsel hareket de diyalektik hareketin özel bir biçimi olup, diyalektiðin temel hareket prensiplerine tabidir.
Proletaryanýn büyük öðretmenlerinden Lenin, komünist örgütün genel geliþme prensiplerini ortaya atmýþ ve çözümlemiþ bir liderdir. Onun Rus toplumunun özellikleri temelinde ele almýþ ve ortaya çýkarmýþ olduðu temel örgüt prensipleri ayný zamanda evrensel bir karaktere de sahiptir.
Proletarya içerisindeki katmanlar sorununa geçmeden önce komünizm ile iþçi sýnýfý hareketi arasýndaki genel iliþkiye deðinmek gerekir.
Komünizm, iþçi sýnýfý hareketi dýþýnda ortaya çýkan ve sonra bu sýnýf içerisine doðru yayýlan ve yine bunu da belirli bir tarihsel disiplin içerisinde gerçekleþtiren bilimsel bir doktrindir. Lenin, hareketin ilk baþlarýndaki bu ayrýmý ve sonra bu ikisinin birliði hakkýnda þöyle yazar:
“Önceleri tüm Avrupa ülkelerinde sosyalizm ve iþçi sýnýfý hareketi ayrý ayrý varoldu. Sosyalistler iþçi sýnýfý hareketinin dýþýnda kalarak çaðdaþ kapitalizmi, burjuva toplum sistemini eleþtirirken, bu sistemin yerini bir baþka sisteme, daha yüksek bir sisteme býrakmasýný talep eden öðretiler formüle ederken, iþçiler kapitalistlere karþý mücadele ettiler, grevler ve birlikler örgütlediler iþçi sýnýfý hareketi ile sosyalizmin birbirinden ayrý olmasý her ikisinin de zayýflýðýna ve geliþmemiþliðine yolaçtý: Sosyalistlerin, iþçilerin mücadelesi ile birleþmeyen teorileri, ütopyalardan, gerçek yaþam üzerinde hiçbir etkisi olmayan iyi dileklerden öteye geçmedi;iþçi sýnýfý hareketi cýlýz, daðýnýk olmaya devam etti ve siyasi önem kazanamadý, zamanýn ileri bilimi tarafýndan aydýnlatýlmamýþtý. Bu nedenle, tüm Avrupa ülkelerinde sosyalizm ile iþçi sýnýfý hareketini tek bir Sosyal-Demokrat hareket içinde birleþtirme yolunda sürekli büyüyen bir istek görüyoruz. Bu birleþme gerçekleþtiðinde, iþçilerin sýnýf mücadelesi, kendisini mülk sahibi sýnýflarýn sömürüsünden kurtarmak amacýyla proleteryanýn bilinçli müdahalesi haline gelir, sosyalist iþçi hareketinin daha yüksek bir biçimine ulaþýlýr---Ýþçi sýnýfýnýn baðýmsýz Sosyal-Demokrat Partisi. ”(1)
Komünizm ile iþçi sýnýfý hareketi arasýndaki bu genel iliþki, devrimci önderler tarafýndan bilinmesine bilinir de, bunun nasýl gerçekleþeceði ve nasýl bir yol izleneceði pek bilinmez. Bu iki eðilimin birleþtirilmesinin yanlýþ anlaþýlmasý, bir çok saçma sapan teorinin ortaya çýkmasýna da neden olmuþtur.
Komünizm iþçi sýnýfýna giderken, hemen bütün sýnýfý kucaklayacak þekilde gitmez. Sýnýf içerisindeki çeþitli katmanlar ve bu katmanlarýn tarihsel durumlarý buna engel teþkil eder. Komünizmin sýnýfýn çeþitli katmanlarý arasýnda yayýlmasý ve güç kazanmasý, çeþitli tarihsel momentlere yayýlarak ve kendi içerisinde bir diyalektik geliþmeyi öngörür.
Lenin, komünizm ile iþçi sýnýfý hareketinin, baðýmsýz bir Komünist Parti içerisinde birleþerek, komünist proleter hareketin daha üst bir aþamaya geçmesinden ne anlýyordu? Bu birleþme önce sýnýfýn hangi tabakalarýyla komünizmin birleþmesi anlamýna geliyordu? Bu sorular doðru cevaplanmadan, genel olarak komünizm ile iþçi sýnýfý hareketinin birleþmesi gerektiði üzerine laflar etmek sadece gevezelik olur. Devrimci hareketin bu konuyu ne kadar az anladýðý bizzat bugünkü pratiðinden anlaþýlýr. Bir çok küçükburjuva örgüt “sosyalizmi iþçi sýnýfý ile birleþtirme adýna”, sýnýfýn ileri tabakalarýný atlayarak, önce onun geri tabakalarýna doðru giderek, komünist hareketin geliþme diyalektiðine aykýrý hareket etmektedirler.
Lenin, komünizmin iþçi sýnýfýna giderken önce onun ileri tabakalarýna doðru gittiðini ve onu komünist siyaset ve örgüt içerisine çekerek baðýmsýz bir parti kurabildiðini Rus deneyimi temelinde þöyle belirtiyordu:
“Ýleri iþçilerle (abç) Sosyal-Demokrat örgütlerin birleþmesi tamamen doðal ve kaçýnýlmazdý. Bu 1890’larda Rusya’da iki toplumsal hareketin birleþmesinin tarihsel bir sonucuydu;biri, iþçi sýnýfý içinde yaygýn kendiliðinden hareket, diðeri toplumsal düþüncenin Marks’ýn ve Engels’in öðretileri doðrultusunda Sosyal-Demokrasinin teorisine yönelik hareketidir. ”(2)
Demek ki Rus komünist hareketi önce proletaryanýn en ileri katmanýný kazanmýþ ve diðer orta ve geri katmanlar üzerindeki ideolojik ve siyasal egemenliðini de tarihsel olarak bu aþamada elde ettiði kazanýmlar temelinde kurabilmiþtir. Komünizmin her katmana yöneliþi ve onu kendi dünya görüþü içerisine çekiþi, çeþitli stratejik aþamalarý oluþturur.
Sýnýf içerisindeki çeþitli katmanlar ve bunlarýn tarihsel rollerinin anlaþýlmasý, komünizmin geliþmesi açýsýndan hayati bir öneme sahiptir. Onun için Lenin’den bu konuyu nasýl ele alýp çözümlediðini belirten uzun pasajlar aktaracaðýz. Bu uzun pasajlar okuyucuyu belki sýkacaktýr ancak konunun anlaþýlmasý için de gereklidir.
Lenin komünizm ile iþçi sýnýfýnýn ileri katmanlarý arasýndaki iliþki hakkýnda þöyle yazar:
“Bütün ülkelerin iþçi sýnýfý hareketinin tarihi, iþçi sýnýfýnýn daha ileri bir konumda olan tabakasýnýn sosyalist fikirleri daha hýzlý ve daha kolay benimsediðini gösterir. Her iþçi sýnýfý hareketinin öne çýkardýðý, emekçi kitlelerin güvenini kazanabilen, kendini tamamen proleteryanýn eðitilme ve örgütlemesine adayan, sosyalizmi bilinçli olarak kabullenen ve hatta baðýmsýz sosyalist teoriler geliþtirebilen ileri iþçiler çoðu kez bunlar içerisinde çýkarlar. Saðlam her iþçi sýnýfý hareketi böyle iþçi önderleri çýkarmýþ, kendi Proudhon’larýný, Valliant’larýný, Weitling’lerini ve Bebel’ lerini yaratmýþtýr. Ve bizim Rus iþçi sýnýfý hareketimiz bu açýdan Avrupa’daki hareketten geri kalmayacaðýný göstermiþtir. Toplumun eðitilmiþ kesiminin dürüst illegal yayýnlara ilgisinin azaldýðý bir zamanda, iþçiler arasýnda bilim ve sosyalizme karþý ateþli bir istek uyanýyor;iþçiler arasýnda kötü yaþam koþullarýna, fabrikada çalýþmanýn kölece aptallaþtýrýcý niteliðine raðmen, durmadan öðrenme öðrenme ve öðrenme ve kendilerini bilinçli Sosyal-Demokratlara—“Ýþçi sýnýfý aydýnlarý”na--- dönüþtürme karakter ve iradesine sahip gerçek kahramanlar çýkmaktadýr. Bu “iþçi sýnýfý aydýnlarý” þimdiden Rusya’da vardýr ve biz saflarýnýn tazelenmesi, yüce zihinsel gereksinimlerinin karþýlanmasý ve Rus Sosyal-Demokrat Ýþçi Partisi’nin önderlerinin onun saflarýnda çýkmasýný garantilemek için her çabayý göstermeliyiz. Dolayýsýyla Rus Sosyal-Demokratlarýnýn organý olmak isteyen bir gazete, ileri iþçilerin düzeyinde olmalýdýr;sadece düzeyini yapay olarak düþürmemesi yetmez, aksine düzeyini sürekli yükseltmeli, dünya sosyal-demokrasisinin taktiksel, siyasal ve teorik tüm sorunlarýný yakýndan izlemelidir. Ýþçi sýnýfý aydýnlarýnýn talepleri ancak o zaman karþýlanabilir ve onlar Rus iþçilerinin davasýný ve nihayet(orj) Rus devriminin davasýný bizzat kendi ellerine alabilirler. ”(3)(abç)
Bu alýntýda çok açýk bir þekilde görüldüðü gibi, komünizm önce sýnýfýn en ileri unsurlarýna doðru ilerler. Bu unsurlar ayný zamanda sýnýfýn en az olan unsurlarýdýrlar. Komünizmi “bilinçli olarak kabullenirler” ve aralarýnda teorisyenler dahi çýkar. Komünizm sýnýfýn en ileri kesimlerini, komünist siyaset ve örgüt yapýsý içerisine çekerek, onlarý komünistleþtirerek ilerler. Lenin bu katmaný komünizme baðlayacak aracý ise, bu katmanýn komünizm çizgisinde eðitilmesine yarayacak bir gazete olabileceðini belirtmektedir. Ama bu gazete Bolþevik Devrim tarihinde de gördüðümüz gi-bi ne bir Alýnterimiz’e ne Atýlým’a ne Kýzýl Bayrak’a ne de herhangi bir ekonomist eðilimin legal gazetesine benzemektedir. Bu gazete illegal bir þekilde yayýnlanan, kollektif propagandayý, kollektif-ajitasyonu ve kollektik-örgütlenmeyi kendi yapýsýnda birleþtiren; ”dünya komünist hareketinin taktiksel, siyasal ve teorik sorunlarýný yakýndan izleyen” Ýskra olmuþtur.
Rus komünist hareketi baðýmsýz illegal partisini, sýnýfýn orta ve geri katmanlarýna hitap eden bir legal gazete aracýlýðýyla deðil, yüksek derecede teorik, siyasal, örgütsel ve taktik sorunlarý tartýþan, orta ve geri iþçi katmanlarýnýn üstünde yeralan bir illegal gazete aracýlýðýyla yaratmýþtýr. Zaten teorik olarak þurasý çok açýktýr ki illegal bir partinin temeli, legal bir gazete aracýlýðýyla deðil, illegal bir gazete aracýlýðýyla atýlabilir. Bu ML ilkeden kuþkusu olan birinden, marksist deðil, çýksa çýksa kuyrukçu, oportünist bir küçük-burjuva çýkar.
Bu ilkeye karþý hemen þu çok sýkça tekrarlanan sözler ileri sürülecektir: ”Rusya’da legal olanaklar yoktu ve onun için Bolþeviklerin baþka çaresi yoktu.” Bu koskoca bir yalandýr. Kendi beceriksiz ve yeteneksizliðini örtmek için uydurulmuþ bir yalan hem de. Lenin bir çok makalesinde “Legal Marksistler”i eleþtirmiþ ve bu legal eðilimlerin, komünist hareket içerisindeki tasfiyeciliðin nedeni olduðunu, legalizmin komünist hareketi sürekli zehirlediðini belirtmiþtir. Rusya’da legalizm, liberal burjuvazinin temel örgütlenme biçimiydi. Küçük-burjuvazi ise, bizim küçük-burjuva oportünistlerimiz gibi, tam kendi ikircikli yapýlarýna uygun olarak, bir yandan “legal olanaklar”a el atarak liberalizmden legal örgütlenme prensiplerini alýrken, bir yandan da komünizme el atmakta ve ondan da illegal örgütlenme prensiplerini almaktaydý. Onun için yarý-illegal bir yapýya sahiplerdi. Burjuvazi ile proletarya arasýndaki sýnýf çatýþmasý kýzýþtýðý zaman, onun için hiçbir baðýmsýz siyaset geliþtiremediler.
Ýçinde geçtiðimiz aþamada, Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrimci hareketinin, legal örgüt biçimlerini ve araçlarýný, ne kadar inkar etse de, hareketin odaðýna yerleþtirmesi kaçýnýlmaz olarak, proleter devrim hedefinden ve bu yöndeki taktiklerden sapmasýna, hareketi reformlar için mücadeleye çekmesine neden olacaktýr. Bu araçlar tarihsel doðalarý gereði devrim deðil, reform üretirler.
Bu tür bir devrimci çalýþma biçimi, ilkelliðin de kaynaðýný teþkil ederek, ayný zamanda örgütsel merkezileþmenin ulusal çapta birleþtirilememesine ve çalýþmanýn sürekli yerel bir nitelikte kalmasýna neden olmaktadýr.
Ýlkellik, liberal örgütlenme modelinin devrimciler tarafýndan ödünç alýndýðý örgüt anlayýþýnýn kaçýnýlmaz sonucudur. Liberalizmden ödünç alýnan örgüt ve siyaset anlayýþý, sahiplerine (liberallere) tamamen býrakýlmadan ve onlarýn bu araçlarýna ve ilkelerine karþý tamamen mücadele verilmeden devrimci bir komünist örgütün yaratýlmasý imkansýzdýr.
Ýlkelliðin ideolojik ve örgütsel kökenleri “Legal Marksizm” içerisindedir. Ýlkellik yolunda ilerlemenin ve ýsrar etmenin kaçýnýlmaz sonucu ise liberalizm eðilimidir.
Rus komünizminin ileri iþçiler ile illegal bir partide birleþmesi, ayný zamanda komünizmin, liberalizmin kuyruðundan ve etkisinden kurtulup, baðýmsýz politika geliþtirebilmesini de beraberinde getirdi.
Lenin ileri iþçiler tabakasýndan sonra, sýnýfýn ortalama katmanlarýnýn geldiðini ve bunlarýn komünizm ile iliþkisini ise þöyle belirtmektedir:
“Sayýsal olarak az olan ileri iþçiler tabakasýndan sonra ortalama iþçilerin geniþ tabakasý gelir. Bu iþçiler de, sosyalizm için gayretle mücadele etmekte, iþçi eðitim çevrelerine katýlmakta, sosyalist gazete ve kitaplarý okumakta, ajitasyona katýlmakta ve ileri tabakalardan sadece, Sosyal-Demokrat iþçi sýnýfý hareketinin tamamen baðýmsýz önderleri olmamalarý nedeniyle ayrýlmaktadýrlar. Ortalama bir iþçi, partinin organý olmayý hedef alan bir gazetenin bazý makalelerini anlamayacaktýr, karýþýk teorik ve pratik sorunlarý tam olarak kavramayacaktýr. Bu, asla gazetenin kendisini okuyucu kitlesinin düzeyine indirmesi anlamýna gelmez. Aksine, gazete onlarýn düzeyini yükseltmeli ve ileri iþçilerin ortalama düzeyinden öteye götürmelidir. Okuyucu kitlesi ortalama iþçiler olan gazetenin, sosyalizm ve siyasi mücadele ile her yerel (orj) ve dar sorunu birleþtirebilmesi için, yerel pratik çalýþmayla uðraþan ve esas olarak iþçi sýnýfý hareketi ve acil ajitasyon sorunlarýyla ilgilenen bu iþçilerin her hareketlerini tüm Rus iþçi sýnýfý hareketinin görüþleri, tarihsel görevi ve sosyalizm nihai amacýyla birleþtirmeleri gerekir. ”(4)(abç)
Ýleri iþçi tabakasýndan sonra gelen ortalama iþçi tabakasý, karýþýk teorik ve pratik sorunlarý anlamaz. Bu katman daha çok siyasal ajitasyona açýktýr. Ýþte Türkiye’deki devrimci örgütlerin çýkarmýþ olduðu legal gazeteler bu katmana hitap etmektedir. Tabii ki bu katman kendisinden önceki ileri iþçiler tarafýndan desteklenmediði ve yetiþtirilmediði için vede siyasal pratikleri onlarýn kazanýmlarýna yaslanmadýðý için geliþtiriciden ziyade gerileþtirici etki yapmaktadýr. Türkiye’deki oportünist akmlar tam da Lenin’in yapýlmamasý gerekir dediði þeyi yapmaktadýrlar: Geri kitlelerin düzeyine inilmesi.
Rusya’da, iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki Ekonomizm akýmýnýn temel özelliði, hareketin düþük biçimlerine ait örgütsel ve taktiksel eðilimlerin, ikinci bir þekilde deðil, temel bir þekilde ele alýnmasýndan kaynaklanýyordu. Yani hareketin ileri iþçiler aþamasý atlanarak, orta ve geri katmanlara ait tarihsel eðilimler tayin edici yere oturtuluyordu. Rus komünist hareketi içerisinde, geriye giden akým, devrimci çalýþmanýn ileri iþçilerden geri iþçilere doðru giderken ortaya çýkardýðý bir eðilimdi. Devrimci ajitasyonun, sýnýfýn orta ve geri tabakalarý düzeyine inmesi ve bu iniþin abartýlmasý, zamanla bütün çalýþmalarýn merkezine konulmasý, bu geçici aþamanýn özelliklerini temel alan bir eðilimin ortaya çýkmasýna neden oldu.
Ve nihayet son olarak, sýnýfýn geri tabakasý gelir. Lenin bu tabakanýn komünizm ile iliþkisi hakkýnda þöyle yazar:
“Son olarak, ortalama iþçiler tabakasýnýn ardýndan proleteryanýn alt tabakasýný oluþturan kitle gelir. Sosyalist bir gazetenin onlar için tamamen ya da hemen hemen anlaþýlmaz olmasý son derece mümkündür. (Batý Avrupa’da dahi Sosyal-Demokrat seçmenlerin sayýsý Sosyal-Demokrat gazeteleri okuyanlarýn sayýsýndan çok daha yüksektir)Fakat bundan, Sosyal-Demokratlarýn kendilerini iþçilerin mümkün olan en alt tabakasýna uyarlamalarý gerektiði sonucunu çýkarmalarý saçmadýr. Bundan çýkartýlacak tek þey bu tabakalara deðiþik ajitasyon ve propaganda biçimlerinin--- daha anlaþýlýr bir dilde yazýlan broþürler, sözlü ajitasyon ve esas olarak en önemli yerel olaylar üzerine bildiriler---sunulmasýdýr. Sosyal-Demokratlar bununla da yetinmemelidirler;iþçilerin geri tabakalarýnýn bilinçlendirilmesi yolunda ilk adýmlarýn legal eðitim faaliyetleri biçiminde yürütülmesi oldukça mümkündür. Partinin (orj) bu faaliyetlerden yararlanmasý, ona en fazla ihtiyaç duyulan doðrultuya yönlendirilmesi, Sosyal-Demokrat ajitatörler tarafýndan daha sonra iþlenebilecek olan ekilmemiþ topraklara legal iþçiler göndermesi çok önemlidir. ”(5)(abç)
Sýnýfýn bu geri tabakalarý, sýnýfýn en hantal ve en güç uyanan kesimleridir. Teorik olarak bu katmanlarýn komünist hareket içerisine çekilmeleri, ancak güçlü bir komünist siyaset aracýlýðýyla olur. Sýnýfýn en çok “uyuyan” bu alt katmanlarý, devrim kabarmaya baþladýðý dönemlerde ve komünist partisinin sýnýfýn orta katmanlarýný az çok kazanabildiði aþamadan sonra komünist siyasetin potansiyeline girmeye baþlar.
Sýnýf içerisindeki bu katmanlara ve bu katmanlar arasýndaki nesnel farklýlýða baðlý olarak, parti içerisinde deðiþik düzeyde kadrolar oluþur. Kadrolar arasýndaki bu eþitsizlik, sýnýf içerisindeki eþitsizliðin parti içerisine kaçýnýlmaz yansýmasýdýr. Kapitalist üretim iliþkilerinin ulusal çapta eþitsiz geliþmesi, çeþitli bölgelerde çeþitli tempolarda geliþmesi, bu nesnel durumun ulusal çapta örgütlenen bir partinin içerisine yansýmasýna neden olur. Bu yansýma nesnel iliþkilerden kaynaklandýðý için yokedilemez, ancak önlem alýnýr.
Her katmaný tarihsel olarak harekete geçiren ayrý örgütsel araçlar ve taktikler vardýr. Öncünün hangi örgüt biçimlerinin ve taktiklerinin hangi tarihsel aþamada hangi katmanlarý harekete geçirdiðini bilmesi gerekir. Zamanýndan önce ya da sonra ortaya atýlan örgüt biçimleri ve taktikler sadece komünist bilinci boðmaya yarar.
Þimdi de sýnýf içerisinde varolan bu katmanlarýn, örgütsel stratejiye olan etkisi üzerinde duracaðýz. Çünkü örgütsel strateji, her tarihsel aþamada bu unsurlarýn devreye girmesiyle deðiþikliðe uðrar.
3-Genel Olarak Örgütsel Strateji Ve Taktik
Örgütsel strateji, örgütsel geliþimin çeþitli tarihsel aþamalarýnýn genel özelliklerini ve eðilimlerini belirleyen planlar bütünlüðüdür.
Örgütsel stratejinin biçimini, komünist bilincin tarihsel durumu ile birlikte, mevcut genel siyasi güç iliþkileri belirler.
Örgütsel strateji, genel siyasi stratejinin pratiðe geçirilmesi döneminde, örgütsel süreçlere yansýmasýnýn kaçýnýlmaz biçimidir. Yani örgütsel strateji, ilkelerini genel siyasi ilkelerden elde eder ve onun sonuçlarýna göre þekillenir. Ya da kýsaca, örgütsel strateji, genel siyasi stratejinin varoluþ biçimidir.
Çeþitli tarihsel aþamalardaki örgütsel taktikler, o aþamanýn stratejk örgütlenmesinin biçimine uygun düþmek zorundadýr. Yani mevcut stratejik örgütlenme aþamasýna uygun düþmeyen taktikler, ilkelerini mevcut stratejik aþamanýn özelliklerinden ve eðilimlerinden almayan taktikler sadece örgütsel çalýþmanýn bozulmasýna, düþman karþýsýnda saflarýn daðýlmasýna ve zararlý unsurlarýn örgütsel saflara akmasýna neden olur.
Zaten mevcut stratejiye uygun düþmeyen taktikler, komünist öncünün eðilimleri olarak deðil, sýnýfýn geri tabakalarýnýn eðilimlerini yansýtan belirtiler olarak kendisini ortaya koyar. Daha aþaðýda Bolþevik devrimde, mevcut stratejik aþamalara uygun düþmeyen taktiklerin, nasýl küçük-burjuva sapmalar olarak ortaya çýktýðý ve Bolþevizm tarafýndan bertaraf edildiði gösterilecektir.
Örgütsel stratejinin her aþamasý, genel siyasi stratejinin gerçekleþtirilmesi yolunda belirli bir nitelik dönüþümünü gerçekleþtirir. Bolþevik devrim, genel siyasi stratejinin deðiþmemesine karþýn, bu süreç içerisinde bir çok örgütsel stratejinin varlýðýyla doludur. Yani genel siyasi strateji deðiþmemesine karþýn, örgütsel strateji bir çok defa deðiþebilir.
Örgütsel stratejinin deðiþmesine neden olan durum, stratejik sürecin unsurlarýndaki deðiþimdir. Çünkü her örgütsel stratejinin bir hedef kitlesi vardýr, ve bu kitlenin deðiþimi beraberinde örgütsel stratejinin deðiþimini getirir.
Þimdi mevcut nesnel durumumuzdan hareketle, hedef kitlenin deðiþmesiyle, ögütsel stratejinin nasýl bir evrim izleyebileceði üzerinde duralým.
I. Aþama: Ön-Propaganda Örgütü Dönemi
Propaganda örgütünün çelik çekirdeðini yani merkezi yapýsýný oluþturacak çalýþma dönemidir. Ýdeolojik ve siyasal çizginin genel hatlarýnýn belirlendiði ve bu düzeye uygun önder kadrolarýn oluþturulmaya ve yetiþtirilmeye çalýþýldýðý dönemdir. Bu mevcut tarihsel durumdan dolayý, kaçýnýlmaz olarak teke tek propaganda, örgütlenme çalýþmasýnýn temel biçimini oluþturmaktadýr. Bu aþama örgütün ve partinin yýllarca ideolojik ve siyasal sürekliliðini saðlayacak merkezi unsurlarýný yaratacaðý için büyük bir sabýr ve itina gerektirir. Bu dönem uzun yýllarý da kapsayabilir.
Bu aþama, içinden geçtiðimiz süreç gibi, ML’i çaðýn genel özelliklerinin analizi temelinde günümüze uyarlama dönemine, yani dünya komünist hareketinin ideolojik ve siyasal yapýsýnýn dünya çapýnda parça parça olduðu bir döneme denk gelirse, daha zor ve aðýr bir dönem olarak kendisini gösterir.
Bu döneme denk düþen temel örgütsel araç, genel ideolojik ve siyasal sorunlarý tartýþan ve bunu devrimci hareketin kadrolarýna ulaþtýran propaganda organýdýr. Ayný zamanda bu araç ile devrimci hareketin en iyi önder unsurlarý kazanýlýrken, diðer devrimci ve komünist unsurlar da sarsýlýr.
Ýdeolojik ve siyasal sürekliliði garanti altýna alabilecek bir önderler grubunun oluþturulmasýyla bu süreç sona erer.
Rusya’da bu süreci, 1880’lerin baþlarýnda G. W. Plekhanov’un kurmuþ olduðu “Emeðin Kurtuluþu Grubu” oluþturmuþtur. Plekhanov’un kurmuþ olduðu grup, uzun yýllar Rusya’da bilimsel komünizmin propagandasýný yapmýþ ve 1890’larda da bir komünist örgüt biçimine bürünmeye baþlamýþtýr.
Yine 1890’larda birbirinden baðýmsýz bir çok Marksist çevre ve grup giderek içsel yapýlarýný geliþtirerek komünist propaganda biçimine geçmiþlerdir. Örneðin Petersbourg’ta Lenin’in önderliðinde “Ýþçi Sýnýfýnýn Kurtuluþu Ýçin Mücadele Birliði”, Kiev’de “Ýþçi Sýnýfýnýn Kurtuluþu Ýçin Kiev Mücadele Birliði” ve “Litvanya, Polonya ve Rusya Genel Yahudi Ýþçi Birliði”(Bund) vs. gibi.
II. Aþama: Propaganda Örgütü Dönemi Bir komünist örgütün önder kadrolarýnýn yaratýldýðý ve kazanýldýðý aþamadýr. Bu dönemde komünizmin teori ve programý giderek daha da netleþir ve pekiþir. Daha önceki dönemde, önder kadrolarýn oluþturulmasý için yapýlan propagandanýn biçimi deðiþerek, önder kadrolarýn etrafýnda kenetlenecek komünist kadrolarýn kazanýlmasýna ve bu yöndeki araçlarýn yaratýlmasýna dönüþür. Ayrýca yine bu dönemde hedef, iþçi sýnýfýnýn en ileri tabakasýný kazanmak ve onlarý komünistleþtirmektir. Yani komünist örgüt bünyesine katmaktýr. Komünist örgüt aþamasýndan parti aþamasýna geçiþte, iþte sýnýfýn bu en ileri unsurlarýnýn kazanýlmasý temelinde olacaktýr. Bu dönemde hala daha komünizm ile iþçi hareketi ayrý ayrý yürümektedir. Lenin Rusya’da bu dönemi þöyle belirtir:
“... on yýlý kapsar, aþaðý yukarý 1884’ten 1894’e kadar. Bu dönem sosyal-demokrasinin teori ve programýnýn yükselme ve pekiþme dönemiydi. Yeni akýmýn Rusya’ daki yandaþlarý sayýca azdý. Sosyal-demokrasi bir iþçi sýnýfý hareketi olmaksýzýn(abç) varlýðýný sürdürüyordu ve bir siyasi parti olarak, geliþmesinin rüþeym(abç) aþamasýndaydý. ”(6)
Bu dönem adým adým iþçi sýnýfýnýn ileri unsurlarýnýn kazanýlmasý dönemidir. Onun için daha parti aþamasý deðildir. Ama giderek içinde de, ileri unsurlarýn kazanýlmasýna paralel olarak, partinin eðilimlerini taþýmaya baþlar. Ama bu, genel bir özellik halini daha almamýþtýr. Onun için Lenin buna partinin rüþeym aþamasý der.
Bu dönemde giderek çelik çekirdeðin etrafýnda, proletaryanýn ileri tabakalarýndan oluþan bir komünist kadrolar perdesi oluþmaya baþlar. Ve bu oluþumun tamamlanmasýyla birlikte bir niteliksel sýçrama yaþanýr.
Bu dönemde, propaganda-ajitasyon ve örgütlülüðü kendisinde birleþtiren; karmaþýk teorik ve pratik sorunlarý ele alan ve bununla birlikte de dünya komünist hareketinin teorik ve pratik sorunlarýný tartýþan bir illegal gazete, partinin yapý taþlarýný örmek için tarihsel bir araç olarak devreye sokulur. Bu illegal gazete, çelik çekirdek ile öncü iþçiler arasýndaki merkezi iliþkileri saðlam bir zemine oturtacaðý gibi ayný zamanda öncü iþçiler ile komünistler arasýndaki ayrýmý da komünizm lehine silme iþlevi göstererek, ileri iþçiler tabakasýný komünizme doðru çeker.
Ayrýca bu dönem komünizmin hemen solundaki küçük-burjuvazinin sol kanadýna karþý kapsamlýbir ideolojik saldýrýnýn baþlatýldýðý dönemdir.
III. Aþama: Komünist Parti Dönemi (Stratejik Savunma)
Komünizmin parti aþamasýna geçiþ tarihsel olarak onun daha yüksek bir düzeye sýçramasý ve biçimlenmesi anlamýna gelir. Bu sýçrayýþ ise komünizmin niceliksel geliþiminin zorunlu bir sonucudur. Bu aþamada çelik çekirdeðin etrafýnda devrimci hareketin komünist kadrolarýyla birlikte iþçi sýnýfýnýn en ileri tabakasý kazanýlmýþ ve oluþmuþtur. Bu dönem ayný zamanda partinin Stratejik Savunma dönemidir. Bu dönemde parti önüne þu yeni hedef kitleyi kazanma görevini koyar: iþçi sýnýfýnýn çok geniþ tabakasýný oluþturan ortalama iþçi tabakasý. Bu aþamada komünizm, legal ve yarý-legal araçlar ile legal kitle örgütlerine sýzma giriþimini baþlatýr. Legal alanlardaki araçlar, illegal örgüt unsurlarý tarafýndan partinin strateji ve taktikleri temelinde harekete geçirilir ve ayarlanýr. Bu dönemde, ortalama iþçi tabakasýnýn kazanýlmasý komünizmin temel hedefi haline geldiði için, devrimci komünist çalýþma bu tabakanýn bilinç biçimlerini yansýtan örgüt biçimleri içine sýzmaya baþlar. Yani bu katman düzeyine tekabül eden legal bir siyasal gazete, dernekler, sendikalar, parlamento, spor örgütleri vs. gibi araçlar bu dönemde devrimci çalýþmanýn aðýrlýk biçimlerini oluþturur. Bu dönemde komünizm bu legal örgütlere sýzar ama buralarda büyük bir güç daha elde etmemiþtir.
Rusya’da komünist propaganda örgütü biçiminden parti biçimine geçiþ iki döneme ayrýlýr. Ancak aslýnda bu tek dönemdir. Bu durum Rus komünizminin kendi tarihsel geliþmesinin özelliðini oluþturur. Çünkü ilk dönemde, Rus komünizmi, Parti biçiminde örgütlenebilecek bir kapasiteye tam olarak ulaþamamýþtýr. Bu dönem 1894-1898 dönemini kapsar. Bu dönemde komünizm, ekonomizm akýmýný tam olarak baþarýsýzlýða uðratamadýðý için ve onun aðýrlýðý altýnda ezildiði için baþarýsýzlýða uðramýþtýr. Bu dönemin görevini ancak Lenin’in Ýskra’sý 1900-1903 arasý gerçekleþtirmiþtir. Yani 1894-1898 döneminde Rus komünizmi, ekonomizm eðilimine teslim olmasaydý, 1900-1903 arasýnda Ýskra gibi bir araca gereksinim kalmayacaktý.
Rusya’da aslýnda tam olarak Komünist Parti aþamasýna geçiþ, 1903’te RSDÝP’in II. Kongresi’nde olmuþtur. Ancak bu tarihten itibaren partinin stratejik savunma dönemi baþlamýþtýr ve 1905’teki devrimci patlamaya kadar sürmüþtür.
Bu dönem bilimsel bir þekilde incelenirken, bu dönemde beliren ekonomizmin hangi tarihsel eðilim üzerinde ortaya çýktýðýný kavramak gerekir. Çünkü bütün dünya komünist hareketi, bu aþamayý geçerken, öz itibariyle ayný tür bir sorunla karþýlaþýr. Biçimleri ülkeden ülkeye deðiþse de, parti aþamasýna geçiþte ortaya çýkan ekonomizmin karakteri aynýdýr. Nedir bu dönemde ortaya çýkan ekonomizm eðiliminin ortak karakteri? Bu karakter, ileri iþçi tabakasýnýn komünizm saflarýna kazanýlmasýnýn ve bunu gerçekleþtirecek örgüt ve taktik biçimlerinin atlanýlarak, bu aþamanýn gereklerini yerine getirmeden, ortalama ve geri iþçi tabakalarýnýn kazanýlmasýna çalýþýlmasý ve bunlara denk düþen örgüt ve taktik biçimlerinin kabul edilmesi.
Lenin Rusya’da ekonomizmin hangi tarihsel eðilim üzerinde ortaya çýktýðýný “Rus Sosyal-Demokrasisinde Geriye Giden Bir Akým” adlý makalesinde þöyle belirtmiþtir:
“Sosyal-Demokratlar(... ) propagandadan yaygýn ajitasyona geçmeye baþladýlar. Yaygýn ajitasyon, doðal olarak, büyüyen sayýda sýnýf bilincine sahip ileri iþçiyi ön plana çýkardý;devrimci örgütler biçimlenmeye baþladý(St Petersbourg, Kiev ve diðer mücadele birlikleri, Yahudi Ýþçi Birliði). Bu örgütler doðal olarak birleþme eðilimi gösterdiler ve sonunda bunu baþardýlar: Birleþtiler ve Rus Sosyal-Demokrat Ýþçi Partisi’ni kurdular. Eski darlýk o zaman temellerini yitirecek ve tümüyle bir kenara atýlacak gibi görünüyordu. Ama iþler baþka türlü geliþti: Ajitasyonlarýn yaygýnlaþmasý Sosyal-Demokratlarý proletaryanýn daha az geliþmiþ tabakalarýyla temasa geçirdi;bu tabakalara hitap edebilmek için ajitatörün kendisini en düþük anlayýþ düzeyine uydurmasý gerekiyordu, kendisine “içinde bulunulan anýn talep ve çýkarlarýný” öne çýkarmasý, sosyalizmin ve siyasi mücadelenin daha geniþ ideallerini geri plana itmesi öðretilmiþti. Sosyal-Demokrat çalýþmanýn daðýnýk, amatör niteliði, deðiþik þehirlerdeki eðitim gruplarý arasýndaki, Rus Sosyal-Demokratlarýyla, daha geniþ bir siyasal ufka, daha derin bir bilgiye ve daha zengin bir devrimci tecrübeye sahip yurtdýþýndaki yoldaþlar arasýnda son derece güçsüz baðlar, doðal olarak, Sosyal-Demokrat eylemin bu (kesinlikle zorunlu)(orj) yönü konusunda büyük bir abartmaya neden oldu ve bu da, özellikle her dönüm noktasýnda en ileri iþçiler ve aydýnlar mücadele ordusunun saflarýnda koptuðundan saðlam devrimci gelenekler ve süreklilik henüz saðlanamadýðý için, bazý bireylerin diðer yönleri gözardý etmesine yol açabilirdi. Rus Sosyal-Demokrasisinin ideallerinden acý bir uzaklaþmanýn baþ nedeni olarak Sosyal-Demokrat çalýþmanýn bir yönünün aþýrý abartýlmasýný görüyoruz. ”(7)(abç)
Okuyucunun affýna sýðýnarak Lenin’den yaptýðýmýz bu uzun alýntý, Rusya’da ekonomizmin hangi tarihsel eðilim üzerinde yeraldýðýný açýk bir þekilde göstermektedir. Lenin siyasal ajitasyonun geliþmesiyle, komünizmin sýnýfýn daha alt tabakalarýyla temasa geçmesinin ve bu temasýn abartýlmasýnýn ve ileri iþçi ve aydýnlarýn çeþitli nedenlerle örgütten kopmasýnýn býraktýðý boþluk ile devrimci çalýþmanýn tamamen sýnýfýn geri katmanlarýna angaje olmasýyla, ekonomizmin sýnýfýn geri katmanlarýnýn eðilimi olarak ortaya çýktýðýný çok açýk bir þekilde belirtmektedir.
Ýþte Türkiye’deki ekonomizmin karakteristik özelliði de sýnýfýn ileri tabakasýnýn kazanýlmasýna hizmet eden araç ve taktiklerin atlanýlarak, bu aþamanýn gereklerini yerine getirmeden sýnýfýn orta ve geri kesimlerine hitap eden araçlarý mücadelenin merkezine koyma eðilimidir. Örneðin TÝKB, TKÝP, MLKP, BP, DPG (MAYA) vs. gibi örgütler, iþte bu tarihsel eðilimin üzerinde yeralan ve sýnýfýn orta ve geri katmanlarýnýn eðilimini temsil eden akýmlardýr. Bu örgütler komünizmin bir parti biçiminde daha örgütlenmediði bir aþamada, çalýþmalarýný legal örgüt biçimleri içerisine kaydýrarak, ilkelliðin, amatörlüðün ve yerelliðin de kaynaðýný teþkil etmektedirler.
Kuþkusuz þurasý da bir gerçektir ki, ileri iþçiler ile orta ve geri iþçiler arasýnda su geçirmez bölmeler yoktur. Günlük hayatta bunlar iç içedir ve sürekli etkileþim halindedirler. Onun için ileri iþçileri kazanma döneminde, komünizm temel bir yere koymamak þartýyla, daha düþük katmanlara hitap edecek örgüt ve taktikler de geliþtirir. Ama bu sonuncular, yukarýdaki örgütlerin yaptýðý gibi temel illegal örgütsel yapýnýn yerine konmamalýdýr.
Komünizm, sýnýfýn ileri unsurlarýný bir parti biçiminde, komünist aydýnlarla birleþtirdikten sonra, stratejik denge aþamasýna kadar sürecek bir stratejik savunma örgüt biçimini benimser. Bu savunma stratejisi, ileri iþçilerden sýnýfýn orta iþçilerine doðru ilerlediði ve legal örgütler içerisinde az çok yokedilemez bir güce ulaþacaðý döneme kadar sürer. Teorik olarak sýnýfýn ortalama kesimleri az çok kazanýlmadan stratejik denge aþamasýna geçilemez. IV. Aþama: Komünist Parti Dönemi (Stratejik Denge)
Stratejik savunma aþamasý ile stratejik saldýrý aþamasý arasýnda teorik olarak bir stratejik denge aþmasý mevcuttur. Bu aþamada siyasal güç dengeleri, proletarya ile burjuvazi arasýnda göreceli olarak az çok bir eþitlik arzeder. Ne burjuvazi tam olarak proletaryayý yokedebilmekte ne de proletarya siyasal iktidarý ele geçirebilecek güçtedir.
Stratejik savunmadan stratejik dengeye geçiþ sürecinde, komünizm sýnýfýn ortalama katmanlarý içerisinde büyük bir güç kazanmýþtýr. Legal alanlarda, yani sendikalarda, derneklerde, parlamentoda vs. ortalama katmanlarýn büyük bir bölümü komünist siyasete kazanýlmýþtýr. Stratejik savunma döneminde sýnýfýn ortalama katmanlarý içerisine baþlatýlan sýzma, stratejik dengede artýk bu örgütler içerisinde büyük bir güç olma durumuna ulaþmýþtýr.
Birinci Rus devriminde (1905-1907) Rus komünizmi bu aþamaya 1905 baharýnda ulaþtý. RSDÝP’in III. Londra Kongre’si, 1905 baharýnda stratejik denge aþamasýndan stratejik saldýrý aþamasýna geçiþi belirleyen bir kongreydi ayný zamanda. Bu kongrede siyasi kitle grevinin silahlý ayaklanma ile birleþtirilmesi kararýnýn alýnmasý yeni bir stratejik aþamaya girildiðini de belirtmekteydi. Birinci Rus devriminde, proletarya, küçük-burjuvazi ve liberal burjuvaziyi yeterince tecrit edemediði için sýnýfýn geri katmanlarýný kendi siyaseti etrafýnda yeterince toplayamadý ve stratejik saldýrýnýn doruk noktasý olan silahlý ayaklanmayý (Aralýk 1905) baþarýlý bir þekilde sonuna kadar götüremedi. Yani silahlý ayaklanma baþarýsýzlýða uðradý.
Ama ikinci Rus devriminde stratejik denge aþamasý Þubat-Mart-Nisan 1917’yi kapsar. Bu dönemde ne proletarya ne de burjuvazi tamamen birbirini devirebilecek güçtedir. Stratejik denge dönemine son noktayý Lenin’in Nisan 1917 müdahalesi koymuþtur. Rus Komünist Partisi VII. Konferansý’nda yeni siyasal strateji ile birlikte yeni örgütsel stratejiyi de belirlemiþtir.
Ýkinci Rus devriminde, stratejik savunmadan stratejik denge aþamasýna geçiþ 1912-1917 Þubat arasýný kapsamýþtýr. 1912’deki Lena katliamý, Rus komünizminin sýnýfýn orta katmanlarýna doðru gitmesi gerektiðinin sinyalini vermiþtir.
Ýþte Pravda, sýnýfýn ortalama katmanlarýna doðru gidiþte tarihsel bir rol oynayan gazete olarak ortaya çýkmýþtýr. Rus komünizminin önderleri Pravda’yý, sýnýfýn ileri unsurlarýný kazanmak için deðil, sýnýfýn ortalama unsurlarýnýn kazanýlmasý için tarihsel olarak devreye koymuþlardýr. Bunu kavramadan, Türkiye ve K. Kürdistan’daki ekonomist-oportünist akýmlarýn yaptýðý gibi, eklektik bir biçimde, tarihin herhangi bir dönemine, hem de hiç uygun olmadýðý halde bu taktiði uygulamak, komünizmi ayaklar altýna almak ve liberalizmin kuyruðuna takmakla eþanlamlýdýr. Pravda 1912-1914 arasýnda stratejik savunmadan stratejik denge aþamasýna geçiþ döneminde ortaya çýkmýþ ve bu tarihsel boþluðu doldurmuþtur. Aþamalarýn karakteri anlaþýlmadan, o aþamada devreye sokulacak aracýn karakteri de anlaþýlmaz. Eðer diyalektik devrimci olacaksa tam da bu sorunda olmalýdýr.
Bir stratejik aþamadan diðerine geçiþ, taktik biçimlerde de deðiþikliðe neden olduðu için, geliþimi anlamayan unsurlar tarafýndan dirençle karþýlaþýlýr. Bu dönemler ayný zamanda genellikle parti içerisindeki ideolojik mücadelenin had safhaya çýktýðý, kopmalarýn, bölünmelerin olduðu dönemlerdir.
Örneðin Rusya’da stratejik savunma ile stratejik denge aþamasý arasýndaki dönemin özelliklerini kavrayamayan unsurlar, sol küçük-burjuva sapma olarak Bogdanov-Lunaçarski grubu olarak ortaya çýktýlar. Bunlar da tam tersine, partinin, ileri iþçilerden ortalama iþçilere doðru ilerlemesini anlamayarak, partiyi ileri iþçilerden tamamen propaganda örgütü aþamasýna çekmeye çalýþarak, partiyi gereðinden fazla geri çekmek istiyorlardý. Gereðinden fazla ileriye gitmek sað sapma olarak ortaya çýkarken, gereðinden fazla geri çekilmek sol sapma olarak ortaya çýkmaktaydý. Bol-þevikler 1909’da Bogdanov grubunun sol sapmasýna karþý mücadele verirlerken, 1912’de Menþevik-Troçkist Aralýk Bloku’na karþý yerinde mücadele verdiler.
Örgütlenmenin stratejik aþamalarýnýn her deðiþimi, beraberinde eski taktiklerin yeni taktiklerle deðiþmesini gerektirdiðinden dolayý, yýllarca kullanýlan ve benimsenen eski örgüt ve taktikler yeniler ile deðiþtirildiði zaman, yýllarýn vermiþ olduðu alýþkanlýk, bazen küçük-burjuva eðilimlerin bir özelliði olarak ortaya çýkmakta ve bütün örgüt biçimlerine kafa tutmaya dönüþmektedir. Bu dönemlerde eski aþamanýn eðilimlerinde ýsrar edenler örgüt bünyesinden temizlenmelidir.
V. Aþama: Komünist Parti Dönemi (Stratejik Saldýrý)
Dünya devrim tarihi, stratejik denge aþamasýnýn daha kýsa bir tarihsel dilimi kapsadýðýný göstermektedir. Bu dönemden sonra, duruma göre devrim ve karþý-devrim dev adýmlarla ilerler. Aylar, yýllar, haftalar günlere sýðmaya baþlar.
Denge dönemi teorik olarak uzun sürmez. Çünkü toplumsal üretim iliþkileri “anarþik” bir ortamý ya da otorite boþluðunu kaldýramaz. Toplumun maddi gereksinimlerinin acil bir þekilde karþýlanmasý gerektiði bu dengenin uzun sürmesine izin vermez.
Stratejik denge döneminden stratejik saldýrý dönemine geçiþte yapýlacak ciddi bir hata, devrimi çok uzak bir geleceðe atabilir;çoðu zamanda atmaktadýr.
Rusya’da komünizm stratejik saldýrý aþamasýna Nisan 1917 konferansýnda aldýðý karar ile geçti.
Bu dönemde komünizm, sýnýfýn en alt katmanlarýný kendi siyaseti etrafýnda toplamaya baþlar. Daha önce belirli bir güç haline geldiði sýnýfýn kitle örgütlerini, artýk büyük oranda ve ezici bir þekilde kendi siyaseti altýna alýr. Zaten bu stratejik saldýrý aþamasýnýn doruk noktasýna tekabül eden silahlý ayaklanmanýn gerçekleþmesi için olmazsa olmaz koþuldur. Lenin Eylül 1917’de yazdýðý bir makalede ayaklanma için þunlarý yazmýþtýr:
“Baþarýlý olmak için, ayaklanma, gizli tertiplere, bir partiye güvenmeyip, ileri sýnýfa güvenmeli”(8)(abç)
Yine ayný yerde 3-4 Temmuz’da iktidarýn alýnmamasý hakkýnda: “Devrimin öncüsü olan sýnýfýn desteðinden henüz yoksunduk. ”(9) (abç)diye yazmýþtýr. Lenin öncü sýnýfý burada bütün katmanlarýyla birlikte iþçi sýnýfý olarak deðerlendirmiþ ve sýnýfýn ezici çoðunluðunun desteðini (tabii ki bununla birlikte diðer koþullarýn varlýðý da gereklidir) silahlý ayaklanmanýn baþarýsý için þart koþmuþtur.
Ýþte tam da bu saldýrý aþamasýnda, sýnýfýn en geç uyanan ve hantal kesimleri silkelenerek siyasi mücadeleye çekilir. Bu aþamada komünizm, bunlara hitap edecek araçlarý yaratmak zorundadýr.
Stratejik saldýrý aþamasýnda, biçimsel geri çekiliþler olanaklýdýr. Ancak bu tarihsel aþamanýn karakterini deðiþtirmez. Örneðin Bolþevikler Temmuz-Aðustos 1917’de, Geçici Hükümet’in terörü karþýsýnda bir an geri çekildiler. Önderleri Lenin saklanmak zorunda kaldý. Parti yeraltýna tekrar itildi. Ama Bolþevikler asla stratejik saldýrý aþamasýnýn özelliklerini gözardý etmeyerek, çalýþmalarýný silahlý ayaklanma için güçlerin biriktirilmesi için yoðunlaþtýrdýlar. Nitekim iki ay sonra da siyasal iktidarý ele geçirdiler. Demek ki bu dönemdeki çeþitli taktik savunma biçimleri, stratejik bir aþamaya yükseltilmemiþtir. Zaten böyle bir strateji deðiþikliði, komünizmden sapma anlamýna gelir. Tarihsel stratejik aþamalar nesnel bir karaktere sahiptir ve hiçbir kiþi ya da grubun iradesine baðlý deðildir.
Stratejik saldýrýnýn doruk noktasýna doðru, küçük gruplardan oluþan Kýzýl Muhafýz birlikleri oluþur. Bu gruplar silahlý ayaklanmanýn gerçekleþtirilmesinde büyük bir rol oynarlar ve iktidarýn alýnmasýndan sonra kurulacak Kýzýl Ordu’nun da çekirdeðini teþkil ederler. Teorik olarak, merkezi bir burjuva hükümet henüz mevcutken bir kýzýl ordu inþaa edilemez. Ancak çekirdek unsurlarý oluþur.
Stratejik saldýrý dönemiyle birlikte, komünizm propaganda ve ajitatörlerini, merkezi yapýsý giderek bozulan ordu ve polis teþkilatý içerisine yollar. Buralardaki devrimci çalýþma, devrimin geliþimine paralel bir þekilde geliþerek, ordu yapýsý tamamen bozularak parçalanýr. Silahlý ayaklanmaya doðru, Geçici Savaþ Hükümeti’nin kurulacaðý yerlerde ordunun alt kesimlerinin büyük bir kýsmý devrim tarafýna kazanýlýr, üst kesimleri ise ezilir. Sýnýf çatýþmasýnýn derinleþmesine paralel olarak, ordu içerisinde, çeþitli mevki ayrýcalýklarý arasýndaki çatýþma da derinleþir. Bu durum devrimin kaçýnýlmaz bir yasasýdýr. Ve komünizm bu ayrýþmayý dikkatli bir þekilde ele alýp iþlemekle yükümlüdür.
Bu dönemde ordu ve polis içerisinde, bu örgütlerin düzenini bozan, parçalayýcý taktikler geliþtirilmeden, ulusal çapta merkezi siyasi otoritenin yapýsýný bozmak, hareket alanýný daraltmak imkansýzdýr.
Silahlý ayaklanma ile birlikte kurulan savaþ hükümeti, devrimi bütün ülkeye yaymakla yükümlüdür. Ýç savaþ aracýlýðýyla, proletaryanýn siyasal otoritesini bütün ülkede merkezi bir çapta kurmakla yükümlüdür.
Komünizmin bu tarihsel aþamalarý kavranýlmadan ve bu aþamalara uygun örgüt ve taktik biçimleri geliþtirilmeden bir sosyalist devrim mümkün deðildir.
4-Bir Liberalin Parti Teorisinin Eleþtirisi
Komünizmin gerçek anlamda bir parti yaratamayýþýnýn altýnda, liberalizmin iþçi sýnýfý hareketi içerisindeki ideolojik ve siyasal etkisi yatar. Bu sýnýfýn ve bu sýnýfa eklemlenmiþ küçük-burjuvazinin siyasal ve örgütsel ilkeleri komünizm tarafýndan yerle bir edilmeden, komünist siyaset kendisine yer açamaz.
Liberalizmin son yýllarda örgüt ideolojisi noktasýnda yetiþtirmiþ olduðu en sinsi ve en kurnaz teorisyeni Cemal Hekimoðlu’dur. Küçük-burjuvazi içerisinde dahi bu kadar kývrak bir teorisyen bulmak zordur. Ama bunda þaþýlacak bir durum yoktur. Çünkü küçük-burjuvazi, kendi siyaset ve örgüt ilkelerini bu sýnýftan ödünç alýr. Bundan dolayý liberalizmin, küçük-burjuvaziye önderlik edecek teoriler ve teorisyenler ortaya çýkarmasý kendi içerisinde tutarlýdýr.
C. Hekimoðlu’nun parti teorisi noktasýnda yaptýðý hata, onun daha öncede eleþtirdiðimiz ve yanlýþ ele almýþ olduðu kendiliðinden bilinç ile komünist bilinç arasýndaki hatasýnýn parti teorisi alanýna yansýmasýndan baþka bir þey deðildir. Soyutlamanýn en genel biçiminde yapmýþ olduðu teorik hata, kaçýnýlmaz bir þekilde, bu soyutlamanýn alt biçimlerine de yansýmýþtýr. Bundan daha doðal bir durum olamaz.
Lenin, komünizmin iþçi sýnýfýnýn ileri tabakasýyla birleþmesi için, bu tabakaya egemen olan kendiliðindenliðin altedilmesi için koskoca bir kitap yazdý. Bu kitabýnda Lenin, kendiliðindenliðin burjuva bilincin bir biçimi olduðunu avazý çýktýðý kadar baðýrarak belirtti. Ama bugün aradan yüzyýl geçtikten sonra hala daha bazýlarý bunu anlayamadý. Komünizmin doðal olarak burjuva bilinçlerin her türlüsü ile çatýþmasý, kendiliðindenlik ile çatýþmayý da içerir. Ama bütün bunlara karþýn Hekimoðlu ve benzerleri, kendiliðindenliði partinin bir parçasý ve tamamlayaný olarak ele almaktadýrlar. Liberal oportünizmin bu ünlü teorisyeni þöyle yazmaktadýr:
“Bu aþamada formülümüzü tekrar ediyoruz: Parti: Örgüt + Hareket!Örgüt devrimci mücadelede belirli bir formda varolan bir çekirdektir. Hareket ise, halkalar halinde bu formun etrafýnda geniþleyen ve dýþa doðru açýldýkça ideolojik ve siyasal anlamda yeni renkler kazanan ve kendisine özgü kollektif biçimler yaratan bir dinamiktir. ”(10)(abç)
Hadi örgütü anladýkta hareketi pek anlayamadýk. Hekimoðlu hareketi, komünizmin özelliklerinin dýþýnda bir yapýsý olan örgütler toplamý olarak ele almaktadýr. Halbuki Lenin’de ileri iþçilerin komünistleþtirilmesi vardýr. Hekimoðlu’na göre bunlar, Komünist Partisi’nin unsurlarýný teþkil edeceklerdir. Ancak komünizmin dýþýnda deðiþik eðilimlere sahip olabileceklerdir. Lenin eðer mozelesinde kalksaydý Hekimoðlu’nun yüzüne tükürürdü.
Hekimoðlu yukarýdaki satýrlardan bir kaç sayfa sonra, Hareket kavramýný daha da açarak bunun, sýnýfýn kendiliðinden hareketi olduðunu açýk açýk belirtmektedir:
“Evet, artýk þemalaþtýrmadýðýmýzdan emin bir biçimde tekrar edebiliriz: Parti: Örgüt +Hareket... Buraya kadar örgütten partiye doðru açýlmayý, örgütün tek baþýna öznel bir kararla olmasa da, partileþmesini veya partiyi yaratmasýný ele aldýk. Peki hareketin örgütü þekillendirmesini diye bir þey yok mu? Hatta parti kapsamýna aldýðým hareketin, yani siyasallaþmýþ bir devrimin ötesinde, kendiliðindenliðin öncü örgütü etkilemesi söz konusu deðil mi? ”(11)(abç)
Yukarýdaki alýntýda Hekimoðlu açýk açýk Hareket’in kendiliðindenliðin ta kendisi olduðunu belirtmiþtir. Ama piþkinliðin bu kadarý da fazladýr. Bu yazara göre komünizm kendiliðindenlik ile uzlaþmalý ona karþý mücadele vermemelidir.
Aslýnda Hekimoðlu’nun formülü þöyledir: Parti: Örgüt (komünist bilinç) + Hareket (Burjuva bilinç)
Dünyanýn neresinde görülmüþ komünizmin kendi iç bünyesine burjuva unsurlarý aldýðý. Hekimoðlu bir liberale yakýþýr bir biçimde, tam da liberalizmin yaptýðý gibi, komünist dünya görüþü ile burjuva dünya görüþünü uzlaþtýrmýþtýr. Hekimoðlu SÝP’in liberal durumundan hareketle, komünist bir parti ya da örgüt teorisi yaratmak istemesinden dolayý bu hataya düþmüþtür.
Hekimoðlu, kendiliðindenlik önünde o kadar eðilmekte ve ona öyle kul köle olmaktadýr ki, ona karþý mücadeleden vazgeçilmesini açýkça isteyecek kadar alçaklaþmaktadýr:
“Her þeyden önce yýðýn hareketi veya kendiliðindenlik ile öncü örgütlenmeyi karþý karþýya getirmeye kalkan her türden giriþimi protesto etmek gerekir. Biri olmadan diðerinin anlam taþýyamayacaðýný takrarlamak bile abestir. Ayrýca bu konuda kitabi konuþmanýn da yararý yoktur(? ? ? )Kapitalizm, þimdiye kadar ne birinden, ne ötekisinden kurtulabilmiþtir. Kapitalizmi tarihin çöplüðüne atacak olan da yine bu yokedilemeyen iki güç, Marksizmin-Leninizmin verili nesnelliðe meydan okuyan iradesi ile bu iradeyi gerçekçi kýlan iþçi sýnýfý hareketi olacaktýr. ”(12)(abç)
Ukalalýðýn bu kadarý da fazladýr. Hekimoðlu, çeliþkinin, karþtlarýn birliði ve çatýþmasý olduðunu ya bilmiyor ya da anlamýyor. Kapitalizmin tarihinde komünizm ile kendiliðindenliðin beraber varolduðu doðrudur. Ama bunlar uzlaþmazlar tam tersine savaþýrlar. Marksist diyalektikteki çeliþkide, karþýtlar(zýtlar) tam olarak iç içe geçerek özdeþleþmezler. Birbirini varsayarlar ve bir birlik oluþtururlar. Ama bu birlik, savaþmak için, birbirleriyle mücadele etmek için birliktir. Bu karþýt zýtlarýn mücadelesi de hareketi oluþturur. Hareket de süreç içerisinde bir zýttýn diðer zýt üzerinde zaferini ve üstünlüðünü öngörür.
Hekimoðlu komünizmden bir haber olan ve özünde kendiliðindenliði oluþturan Hareket’i, partinin bir bileþeni olarak belirtirken, kitlelelerin devrimci eðitimi temelinde komünizm düzeyine çýkarýlmasýný deðil, devrimcilerin, yýðýnlarýn geri hareketine tamamen inmesi ve ona teslim olmasýný savunmaktadýr. Yýðýnlarýn bu geri hareketine kölece boyun eðiþ, onlara devrimci komünist bir siyasal bilinç vermeden, onlardan komünizm adýna hareket etmesini istemek, ters bir yoldan ama ayný tarihsel eðilim üzerinden, sonuçlarý itibariyle terörizm ile ayný kapýya çýkar.
Nasýl terörizm, bir avuç devrimci ile polisin düellosunu, kitlelerin devrimci siyasal eðitimini atlayarak “kitleleri harekete geçirmek” için kullanýyorsa, ama iþte bundan dolayý kitlelerin geri siyasal düzeyine iniyorsa; Hekimoðlu da, kendiliðindenliði parti unsurunun içerisine taþýyarak, eðitilmeye muhtaç kitleleri eðitilmiþ kabul ederek, tarihsel sonuçlarý itibariyle, terörizmin kitle kuyrukçuluðuyla ayný kapýya çýkmaktadýr.
Hekimoðlu, komünizmin, burjuva bilincin bütün biçimlerine karþý mücadele vermek zorunda olduðunu anlamýyor. Buna karþýlýk ukalalýk etmektende geri kalmýyor.
Devrimci komünizm, tarihsel örgüt aþamalarýný atlayan ve bundan dolayý komünist hareketi stratejik ve taktik yönden saptýran küçük-burjuva ve liberal oportünist akýmlara karþý kararlý bir ideolojik-siyasal mücadele vermeden, asla baðýmsýz bir siyasal biçimde iþçi sýnýfýnýn ileri tabakalarýyla birleþemez.
Devamý...
KAYNAKLAR
1-Lenin, Ekonomizm taraftarlarýyla bir konuþma, s26, Yurt-Kitap yayýn. 2-ages. 28. 3-ages. 44. 4-ages. 44-45. 5-ages. 45. 6-Lenin, Ne Yapmalý?, s. 191, sol yayýnlarý. 7-Lenin Ekonomizm Taraftarlarýyla bir konuþma s. 43-44. 8-Lenin, Gerilla Savaþý, s. 81, Tüm Zamanlar yay. 9-ages. 82. 10-C. Hekimoðlu, ”Ne Yapmalý”cýlar Kitabý. s. 64. Gelenek yayýnlarý. 11-ages. 69. 12-ages. 71.
Eylül 2000 Devrimci Bülten Sayý 22
|
|
|
|
|